Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Heyecanlandırmak (to excite) conjugation

Turkish
15 examples
This verb can also mean the following: stir, thrill somebody
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
heyecanlandırırım
heyecanlandırırsın
heyecanlandırır
heyecanlandırırız
heyecanlandırırsınız
heyecanlandırırlar
Past tense
heyecanlandırdım
heyecanlandırdın
heyecanlandırdı
heyecanlandırdık
heyecanlandırdınız
heyecanlandırdılar
Future tense
heyecanlandıracağım
heyecanlandıracaksın
heyecanlandıracak
heyecanlandıracağız
heyecanlandıracaksınız
heyecanlandıracaklar
Present continuous tense
heyecanlandırıyorum
heyecanlandırıyorsun
heyecanlandırıyor
heyecanlandırıyoruz
heyecanlandırıyorsunuz
heyecanlandırıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
heyecanlandırıyordum
heyecanlandırıyordun
heyecanlandırıyordu
heyecanlandırıyorduk
heyecanlandırıyordunuz
heyecanlandırıyorlardı
Present negative tense
heyecanlandırmam
heyecanlandırmazsın
heyecanlandırmaz
heyecanlandırmayız
heyecanlandırmazsınız
heyecanlandırmazlar
Present continuous negative tense
heyecanlandırmıyorum
heyecanlandırmıyorsun
heyecanlandırmıyor
heyecanlandırmıyoruz
heyecanlandırmıyorsunuz
heyecanlandırmıyorlar
Past negative tense
heyecanlandırmadım
heyecanlandırmadın
heyecanlandırmadı
heyecanlandırmadık
heyecanlandırmadınız
heyecanlandırmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
heyecanlandırmıyordum
heyecanlandırmıyordun
heyecanlandırmıyordu
heyecanlandırmıyorduk
heyecanlandırmıyordunuz
heyecanlandırmıyordular
Future negative tense
heyecanlandırmayacağım
heyecanlandırmayacaksın
heyecanlandırmayacak
heyecanlandırmayacağız
heyecanlandırmayacaksınız
heyecanlandırmayacaklar
Present interrogative tense
heyecanlandırır mıyım?
heyecanlandırır mısın?
heyecanlandırır mı?
heyecanlandırır mıyız?
heyecanlandırır mısınız?
heyecanlandırırlar mı?
Present continuous interrogative tense
heyecanlandırıyor muyum?
heyecanlandırıyor musun?
heyecanlandırıyor mu?
heyecanlandırıyor muyuz?
heyecanlandırıyor musunuz?
heyecanlandırıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
heyecanlandırdım mı?
heyecanlandırdın mı?
heyecanlandırdı mı?
heyecanlandırdık mı?
heyecanlandırdınız mı?
heyecanlandırdılar mı?
Past continuous interrogative tense
heyecanlandırıyor muydum?
heyecanlandırıyor muydun?
heyecanlandırıyor muydu?
heyecanlandırıyor muyduk?
heyecanlandırıyor muydunuz?
heyecanlandırıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
heyecanlandıracak mıyım?
heyecanlandıracak mısın?
heyecanlandıracak mı?
heyecanlandıracak mıyız?
heyecanlandıracak mısınız?
heyecanlandıracaklar mı?
Present negative interrogative tense
heyecanlandırmaz mıyım?
heyecanlandırmaz mısın?
heyecanlandırmaz mı?
heyecanlandırmaz mıyız?
heyecanlandırmaz mısınız?
heyecanlandırmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
heyecanlandırmıyor muyum?
heyecanlandırmıyor musun?
heyecanlandırmıyor mu?
heyecanlandırmıyor muyuz?
heyecanlandırmıyor musunuz?
heyecanlandırmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
heyecanlandırmadım mı?
heyecanlandırmadın mı?
heyecanlandırmadı mı?
heyecanlandırmadık mı?
heyecanlandırmadınız mı?
heyecanlandırmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
heyecanlandırmıyor muydum?
heyecanlandırmıyor muydun?
heyecanlandırmıyor muydu?
heyecanlandırmıyor muyduk?
heyecanlandırmıyor muydunuz?
heyecanlandırmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
heyecanlandırmayacak mıyım?
heyecanlandırmayacak mısın?
heyecanlandırmayacak mı?
heyecanlandırmayacak mıyız?
heyecanlandırmayacak mısınız?
heyecanlandırmayacaklar mı?

Examples of heyecanlandırmak

Example in TurkishTranslation in English
Bazı kadınlar... daha zayıftır... dantelli sütyen, ipek ip külot giyerler... erkekleri heyecanlandırmak için dizayn edilmiş şeyler.[ Woman #2 ] There are women- thinner women- who have lace bras, silk thongs... things designed to excite a man.
Belki de onları heyecanlandırmak için daha fazla çalışmalısınız.Well, maybe you gotta do more to get them excited.
Ben bu kata bakarım, seni fazla heyecanlandırmak istemem. Sen de çatıya bak.I'll do this floor, don't want you getting overexcited, and you take the roof.
Ben seni heyecanlandırmak için parmaklarını kullanıyor mu?Does Ben ever use his fingers to excite you?
Beni heyecanlandırmak için elinizden geleni yapın.Try your best to excite me.
"12 yaşındaki kızları nasıl heyecanlandırırım?""How do I get 12-year-old girls excited." No!
-Yangın beni heyecanlandırır.- Fire excites me.
Bu bayanları heyecanlandırır.It excites the ladies.
Eğer benden para almazsan bu beni daha çok heyecanlandırır...It excites me more if you don't charge me...
Gerçekten de, beni heyecanlandırır.Really, it excites me.
Haberler beni heyecanlandırır.The news excites people.
Baksana, Lynette'i heyecanlandırdım.Gee, I'm getting Lynette excited.
Bazen çok komik nefes alıyor, eğleniyor mu yoksa onu tehlikeli boyutlarda mı heyecanlandırdım bilemiyorum.Sometimes he starts breathing funny. I don't know if he's having a good time or if I've overexcited him.
Hey ben sadece onu gelecek yıl için heyecanlandırdım. Bebeğim geleceğinin parlak olduğunu ve seninde bunu bildiğini düşünüyorum.I just got so excited about next year, Florida State and the future...
Ne zaman seni heyecanlandırdım?When did I get you excited?

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'excite':

None found.