Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Hastalanmak (to get sick) conjugation

Turkish
26 examples

Conjugation of hastalanmak

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
hastalanırım
I get sick
hastalanırsın
you get sick
hastalanır
he/she/it gets sick
hastalanırız
we get sick
hastalanırsınız
you all get sick
hastalanırlar
they get sick
Past tense
hastalandım
I got sick
hastalandın
you got sick
hastalandı
he/she/it got sick
hastalandık
we got sick
hastalandınız
you all got sick
hastalandılar
they got sick
Future tense
hastalanacağım
I will get sick
hastalanacaksın
you will get sick
hastalanacak
he/she/it will get sick
hastalanacağız
we will get sick
hastalanacaksınız
you all will get sick
hastalanacaklar
they will get sick
Present continuous tense
hastalanıyorum
I am getting sick
hastalanıyorsun
you are getting sick
hastalanıyor
he/she/it is getting sick
hastalanıyoruz
we are getting sick
hastalanıyorsunuz
you all are getting sick
hastalanıyorlar
they are getting sick
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
hastalanıyordum
I was getting sick
hastalanıyordun
you were getting sick
hastalanıyordu
he/she/it was getting sick
hastalanıyorduk
we were getting sick
hastalanıyordunuz
you all were getting sick
hastalanıyorlardı
they were getting sick
Present negative tense
hastalanmam
I do not get sick
hastalanmazsın
you do not get sick
hastalanmaz
he/she/it do not get sick
hastalanmayız
we do not get sick
hastalanmazsınız
you all do not get sick
hastalanmazlar
they do not get sick
Present continuous negative tense
hastalanmıyorum
I am not getting sick
hastalanmıyorsun
you are not getting sick
hastalanmıyor
he/she/it is not getting sick
hastalanmıyoruz
we are not getting sick
hastalanmıyorsunuz
you all are not getting sick
hastalanmıyorlar
they are not getting sick
Past negative tense
hastalanmadım
I did not get sick
hastalanmadın
you did not get sick
hastalanmadı
he/she/it did not get sick
hastalanmadık
we did not get sick
hastalanmadınız
you all did not get sick
hastalanmadılar
they did not get sick
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
hastalanmıyordum
I was not getting sick
hastalanmıyordun
you were not getting sick
hastalanmıyordu
he/she/it was not getting sick
hastalanmıyorduk
we were not getting sick
hastalanmıyordunuz
you all were not getting sick
hastalanmıyordular
they were not getting sick
Future negative tense
hastalanmayacağım
I will not get sick
hastalanmayacaksın
you will not get sick
hastalanmayacak
he/she/it will not get sick
hastalanmayacağız
we will not get sick
hastalanmayacaksınız
you all will not get sick
hastalanmayacaklar
they will not get sick
Present interrogative tense
hastalanır mıyım?
do I get sick?
hastalanır mısın?
do you get sick?
hastalanır mı?
does he/she get sick?
hastalanır mıyız?
do we get sick?
hastalanır mısınız?
do you all get sick?
hastalanırlar mı?
do they get sick?
Present continuous interrogative tense
hastalanıyor muyum?
am I getting sick?
hastalanıyor musun?
are you getting sick?
hastalanıyor mu?
is he/she getting sick?
hastalanıyor muyuz?
are we getting sick?
hastalanıyor musunuz?
are you all getting sick?
hastalanıyorlar mı?
are they getting sick?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
hastalandım mı?
did I get sick?
hastalandın mı?
did you get sick?
hastalandı mı?
did he/she get sick?
hastalandık mı?
did we get sick?
hastalandınız mı?
did you all get sick?
hastalandılar mı?
did they get sick?
Past continuous interrogative tense
hastalanıyor muydum?
was I getting sick?
hastalanıyor muydun?
were you getting sick?
hastalanıyor muydu?
was he/she getting sick?
hastalanıyor muyduk?
were we getting sick?
hastalanıyor muydunuz?
were you all getting sick?
hastalanıyorlar mıydı?
were they getting sick?
Future interrogative tense
hastalanacak mıyım?
will I get sick?
hastalanacak mısın?
will you get sick?
hastalanacak mı?
will he/she get sick?
hastalanacak mıyız?
will we get sick?
hastalanacak mısınız?
will you all get sick?
hastalanacaklar mı?
will they get sick?
Present negative interrogative tense
hastalanmaz mıyım?
do I not get sick?
hastalanmaz mısın?
do you not get sick?
hastalanmaz mı?
does he/she not get sick?
hastalanmaz mıyız?
do we not get sick?
hastalanmaz mısınız?
do you all not get sick?
hastalanmazlar mı?
do they not get sick?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
hastalanmıyor muyum?
am I not getting sick?
hastalanmıyor musun?
are you not getting sick?
hastalanmıyor mu?
is he/she not getting sick?
hastalanmıyor muyuz?
are we not getting sick?
hastalanmıyor musunuz?
are you all not getting sick?
hastalanmıyorlar mı?
are they not getting sick?
Past negative interrogative tense
hastalanmadım mı?
did I not get sick?
hastalanmadın mı?
did you not get sick?
hastalanmadı mı?
did he/she not get sick?
hastalanmadık mı?
did we not get sick?
hastalanmadınız mı?
did you all not get sick?
hastalanmadılar mı?
did they not get sick?
Past continuous negative interrogative tense
hastalanmıyor muydum?
was I not getting sick?
hastalanmıyor muydun?
were you not getting sick?
hastalanmıyor muydu?
was he/she not getting sick?
hastalanmıyor muyduk?
were we not getting sick?
hastalanmıyor muydunuz?
were you all not getting sick?
hastalanmıyorlar mıydı?
were they not getting sick?
Future negative interrogative tense
hastalanmayacak mıyım?
will I not get sick?
hastalanmayacak mısın?
will you not get sick?
hastalanmayacak mı?
will he/she not get sick?
hastalanmayacak mıyız?
will we not get sick?
hastalanmayacak mısınız?
will you all not get sick?
hastalanmayacaklar mı?
will they not get sick?

Examples of hastalanmak

Example in TurkishTranslation in English
Bu kadar yolu hastalanmak için gelmedik!We didn't come all this way to get sick.
Chris, hastalanmak için harika bir yol buldum.All right, Chris, I figured out a great way to get sick.
Her hafta hastalanmak zorundayım.I have to get sick every week.
O akan burnuna dikkat etsen iyi olur Noel'de hastalanmak istemezsin.You'd better take care of that runny nose... you wouldn't wanna get sick in this Christmas.
Sanki haftada sekiz gösteri beni biraz yoruyor gibi hissediyorum. Ve ben hastalanmak ve...I just, I think I'm feeling, you know, the wear and tear of the eight shows a week, and, I mean, I wouldn't want to get sick
Belki ben de hastalanırım.You know what, maybe I'll get sick, too.
Ben hep aynı şeyi içerim yoksa hastalanırım.I always drink the same thing Or else I will get sick
Ben yalnızca insanlara karşı fazla nazik olduğumda hastalanırım.I know from experience. I only get sick when I'm too nice to people.
Dayanamadım bile. Hemen hastalanırım.I couldn't stand that, I mean, I'd get sick instantly.
Uçarken hastalanırım çünkü büyük bir dağa çarpmaktan korkarım.I get sick when I fly because I'm afraid of crashing into a large mountain.
"Çok çalışma yoksa hastalanırsın.""Don't study too hard or you'll get sick."
Burada öksürüp durarak oturmaya devam edersen hastalanırsın.If you sit around here long enough with your cough, you're gonna get sick.
Böyle devam ederse Paolo iyileşir ama sen hastalanırsın.If things go on like this Paolo will get better but you'll get sick!
Cuma hastalanırsın, sadece Pazartesi'den Perşembe'ye kadar ödeme yaparlar.You get sick on a Friday, they only pay for Monday through Thursday.
Duygularını saklarsan bir gün hastalanırsın.If you're gonna keep your feelings, you'll get sick sometimes.
...olabilecek en kötü zamanda hastalanır.who gets sick at the worst possible moment.
Ama Turk ve ortağı içini çıkarmadan önce hastalanır.Only she gets sick before Turk and his partner could scoop her up.
Bazen böyle hastalanır.He just gets sick sometimes.
Belki ölmez de hastalanır.Maybe she doesn't die. Maybe she gets sick.
Diğerleriyle aynı haklara sahipler, diğerleri gibi acı çekiyorlar, eğer çocukları hastalanır ya da ölürse, içme suyu olan bir evde yaşamaya hakları var, yemek yardımına, iş yardımına hakları var.They have the same rights as others, they suffer like others, if their child dies or gets sick, they have a right to a home, with drinking water, and food daily, and a job.
- Hayır, hastalandım ve tedavimi ödediler.No. I got sick and they paid for me again.
- Sonra hastalandım.- And I got sick.
- Üzgünüm hastalandım.- I'm so sorry. I got sick.
-Daha da hastalandım.- I got sicker.
10 yıl önce, Rod'la çıkmaya başladığımızda ben hastalandım.10 years ago, when Rod and I first started dating, I got sick.
Olacak şey, önce hastalanacağım sonra kontrolü açlık ele geçirecek ve daha sonra içgüdüsel davranmaya başlayacağım ve sonrası cümbüş.Oh, what happens next is I will get sick then the hunger takes over, then you begin to act on instinct and then... you binge.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

hamletmek
do
hapis yatmak
serve ones time
har vurup harman savurmak
slather
haraç mezat satmak
sell auctioned
harman çevirmek
turn blend
hasrolunmak
do
hastaneye kaldırmak
take them to hospital
hatmetmek
do
hava çalmak
play weather
hayat vermek
bring to life

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'get sick':

None found.