Ama benden alıp sonra da arkamdan hançerlemek, çok yanlış bir şey. | But take me from me.. ..and stab me in the back, that's wrong. |
Burada öyle sırtından hançerlemek falan yok Christine. | There no backstabbing here, Christine. |
Lejyonerlerin kitabında başkasını sırtından hançerlemek yazmaz. | Backstabbing isn't in the Legion's honor code. |
Çok şaşıracaksın! Seni sırtından hançerlemek isteyenler var. Onların farkında değilsin. | There are people waiting to stab you in the back. |
Allah yaşatırsa, yine hançerlerim. | If God lets me live, I'll stab him again. |
- Kare tuşuyla hançerlersin. | -Square is to stab him. |
Artie'yi hançerledim ben yahu! | I stabbed Artie with a dagger! |
Devlet ve Kilise arasındaki kumaşı pençeledim, hançerledim. | I have stabbed, fought and clawed my way through tissues of the Church and State. |
Galler Prensi kocası Edward'ı, kısa bir süre önce Tewksbury'de kendime hâkim olamayıp hançerledim. | Edward, prince of Wales... whom I some small time since... stabbed in my angry mood at Tewksbury. |
Hadi, bitir şu işi! Kocanı ben hançerledim, ama hep o ilahi güzelliğin yüzünden. | 'Twas I that stabbed your husband... but 'twas thy heavenly face that set me on. |