Bak, ben dürüst ve güvenilirim, ...ve asla Brendan gibi boş konuşmam. | Look, I'm honest and dependable, and I will never run my mouth off the way Brendan does. |
Ben en az Dodo kadar güvenilirim. (Ç.N: Dodo, nesli tükenmiş bir güvercin) | I'm as dependable as the dodo. |
Ben güvenilirim, değil mi, Dorota? | You think I'm trustworthy, don't you, Dorota? |
Çünkü ben içmiyorum, çünkü ben güvenilirim. | Because I don't drink. Because I'm trustworthy. |
Dürüstsün, doğrusun, güvenilirsin, candansın ve-- | You're honest and true and... dependable and sincere and... virtues that I don't have anymore. |
- Tam ismini söylemeyene güvenilir mi? | Never trust a man who doesn't give his full name! |
- İsimsiz... Maalesef isimsiz telefonlar her zaman güvenilir olmuyor. | Anonymous does not equal reliable. |
Aptal, güvenilir Alex istediğin herşeyi yapar... Çünkü çok sadık bir arkadaş... Ona Yalan söyleyebilir ve elinden geldiği kadar kullanabilirsin. | Stupid, straight Alex who does everything you say... 'cause he's such a loyal friend... that you lie to and you use whenever you can. |
Ayrıca güvenilir birisidir. Bunun yanında başkalarına kolay kolay güvenemez. | He's also a man you can trust, and I say that as someone who doesn't trust easily... |
Başta gördüm ama daha sonra çayla birlikte güvenilir olduğunu kanıtladı, değil mi? | Well, I did at first, but then he's got the tea vouching for him, doesn't he? |