"Teşekkürler" demek istedim, gülümsemek ve flirt etmek ve kıkırdamak. | I wanted to say, "Thank you," to smile and flirt and giggle. |
"İnsanın tek yapabileceği, ona gülümsemek." | "All a man can do is smile back. " |
# Senin tek yapman gereken oturup gülümsemek # | # All you have to do is sit and smile # |
#9835; Çok ama çok gülümsemek! #9835; | ♪ Lots and lots of smiley smiles ♪ |
#9835; İhtiyacın olan tek şey gülümsemek! #9835; | ♪ All you need is smiles ♪ |
"Onlara gülümserim." | "I smile at them." |
- Ben de gülümserim. | - l smile. |
- Ben herkese gülümserim. | Oh, I smile at everybody. |
- Daha çok gülümserim. | - I'll smile more. |
Ben de gülümserim. | I smile. |
Aynı anda birbirine bakarsın, birbirine gülümsersin. | You look at each other at the same time, you smile at each other at the same time. |
Ayrıca dudak kenarlarını da kaldırtmalısın, böylece bir kerecik de olsa gülümsersin. | And get the corners of your mouth lifted, so you can smile for once. |
Bazen gülümsersin, bazen ağlarsın. | Sometimes you smile, sometimes you cry. |
Belli mi olur, böylece bir kerecik de olsa gülümsersin. | Who knows, it might help you smile. |
"Ama gözlerim daima gülümser." | " But my eyes are always full of smiles" |
"Trapezinden gülümser aşağıdaki insanlara | "Now he smiles from the bar on the people below |
"İnsanın iki yüzü vardır, biri gülümser, diğeri ağlar." | "Men have two faces. One smiles, the other cries." |
* Noel Baba'nın kızağında sihirli bir noel zamanı * * gökyüzünün derinliklerinde * küçük çocuklar gülümser... * * altı yumurtlayan kaz * * b-beş * altın y-yüzük * * ba-Dump dump d-D-Dump * * dört tane kuş... * | * it's christmas magic time on santa's sleigh * * so high in the sky * candy cane children smiles... * * six geese of laying * * f-Five * golden r - R-Rings * * ba-Dump dump d-D-Dump * * four calling b - Birds... * |
-O hep gülümser. Kötü bir niyeti yok. | He always smiles, He don't mean nothin' by it, |
"Neşeyle gülümsedim sonra, işin şimdiye kadar iyi gitmiş olmasına. | Maxeen: "I then smiled gaily to find the deed so far done. |
- Ben kızın gözlerine baktım gülümsedim ve onun adına sevindiğimi söyledim. | I... looked her in the eye, smiled and said, "I'm happy for you." |
- Bir şey demedim, gülümsedim. | I didn't say anything, I just smiled. |
- Hayır, avukatıma gülümsedim çünkü o çok tatlı. | - No, I smiled at my lawyer because he's cute. |
- Ona gülümsedim. | -I smiled at him. |
Ve gülümseyeceğim. | -And I will smile. |