- Hepsini ezberlemek mi zorundaydın? | - You had to memorize all that? |
Ama aptal bir dehlizde tıkıldık yalanlarını ezberlemek için çok uğraşma | But we were stuck in a dumb daze Don't take much To memorize your lies |
Aslında çok isterdim, ama repliklerimi ezberlemek zorundayım, o yuzden... | Oh, you know, I would love to, but I have to memorize my lines, so... |
Aynı ezberlemek için bolca vaktiniz olan çiçek tabelasında belirtildiği gibi. | Those flowers go in the back, as indicated by the floral chart that you guys had plenty of time to memorize. |
Başarıya giden yolu yarıladığımda harflerin seslerini ezberlemek, defterime bir şeyler yazmak ve küçük, şişko kitapları okumak için elimden geleni yaptım. | After I settled at the halfway house, I worked my hardest to memorize letter sounds, writing in the journal, and reading smaller and fatter books. |
Doğaçlama yapamam, bir şeyler ezberlerim geliştiririm veya şaka yaparım. | I also can't ad-lib, memorize anything, improv or tell a joke. |
Evet, kızları sınıfa kadar takip edip ders programlarını ezberlerim, ki onlardan önce oraya varabileyim. | Yeah, I follow girls to classes, memorize their schedules so I can show up right when they get there. |
O yüzden birkaç cümle ezberledim. Sizi tanıdıkça kişiliğinize uygun cümleler ezberlerim. | Oh, when I get to know you better, I'll memorize some facts that are more specific to your person. |
Oregon'a varana kadar hepsini ezberlerim. | I'll have it all memorized by the time we land in Oregon. |
Repliklerimin bir kısmını ezberlerim ve ne yapacağımı bilemediğimde de yüzüme o sahte gülümsememi yerleştiririm. | I memorize some of my lines. Whenever I don't know what to do, I just put on this big fake smile... |
Oku, hafızan iyiyse ezberlersin. | Read 'em. If you're good, you'll memorize them. |
Geceleri, bir sonra alacağı canların adlarını ezberler. | At night, he memorizes the names of those he'll be taking next. |
- Duydum, ezberledim, dosyaladım. | -Heard it, memorized it and filed it away. |
- Evet. O dosyayı ezberledim. | I memorized that file. |
- Gelirken krokiyi ezberledim. | - I practically memorized the specs. |
- Hayır. - Adresi ezberledim. | - I have the address memorized. |
- O konuşmayı seviyorum ve ezberledim bile. | - I like that speech, and I already got it memorized. |
Şu anda arkama döneceğim birkaç saniyeliğine arkama bakacağım ve masadaki her hayvanın sırasını ezberleyeceğim. | And in a moment, I will turn around, and look behind me, just for a few seconds and I will memorize every animal on those tables in order. |