- Bunu düzenlemek için gönüllü oldum. | - and I volunteered to organize it. |
- Her şeyi kabul ettiler... Her şeyi... Terörist eylemler planlayıp, düzenlemek için para aldıklarını... | -They admitted everything, everything that they are hired to plan and organize terrorist actions. |
...bir evi yönetmek, ailenin sosyal hayatını düzenlemek,.. ...hayatını kazandığı sürece kocasını desteklemekti. Bu iyi bir sistemdi. | I mean, the way I saw it, a woman's job am to run a home, organize the social life of a family, and bolster her husband while he earned a living. |
Av partisi düzenlemek zaman alır. Tamam mı? | Look, it's gonna take some time to organize your hunt. |
Bahsettiğin histeriyi düzenlemek milyonlara mal olur. | To organize the kind of hysteria that you are talking about would cost millions. |
Ben düzenlerim. | I'll organize that. |
Eğer doğum gününde mutlu olacaksan o zaman sana görkemli bir parti düzenlerim. | If I knew you'd be so happy on your birthday, so excited.. I'd organize a grander party! |
Eğer siz faşistler onun kılına zarar verdiyseniz, bu çiftliğin gördüğü en büyük oturma eylemini düzenlerim. | If you fascists have hurt him, I will organize the biggest sit-in this farm has ever seen. |
Sizin için düzenlerim. | I'll organize it for you. |
Bağış toplama etkinliklerimizi düzenler. | He organizes our fundraisers. |
Resepsiyonlar düzenler, galalar, moda evlerinin partilerini... | That's it. He organizes openings for the fashion industry. |
Sistem kendini yeniden düzenler, yeni bir etki yaratır. | The system reorganizes, entertains new interests. |
Lokantalar, gece kulüpleri var. Olabilecek en şatafatlı doğum gününü düzenleyeceğim, sen de davetlisin. | There's restaurants and nightclubs and l will organize the ultimate birthday extravaganza, to which you are invited. |
Çok az yiyeceğimiz kaldı. Bir av partisi düzenleyeceğim. | I will organize an hunting party. |
"Bir süre, hayvanların gece toplanmasından ben sorumluydum ve bayağı iyi düzenledim." | I've been in charge of the night round-up for a while and I've organized it pretty good. |
- Bir av partisi düzenledim. | - I've organized a hunting party. |
- Küçük bir parti düzenledim. | - I've organized a little party. |
- Öğrenci konseyi başkan yardımcısıyım balo yönetimi başkanıyım ve tek başıma, kasabanın temizlenme kampanyasını düzenledim. | I'm student council vice president, Head of the prom committee, not to mention I single-handedly organized this town's clean up campaign. |
Ama kendimi yeteri kadar düzenledim.. | But I'm pretty organized myself. |