Turkish
| Example in Turkish | Translation in English |
|---|---|
| Ama bu adam bir uzaylıysa, Gölge Bildirgesi'ni uyarmıştır. Demek ki, ilk bir milyon insan bunu döllenmek durumunda kalacak. | But if that man's an alien and he's alerted the Shadow Proclamation, then the first one million humans will have to do. |
| Bir çiçek olmak istemem döllenmek için saatlerce bir polen bekleyen. | I don't want to be a flower Waiting by the hour Hoping for a pollen to alight on me |
| Kuzu, köpekler tarafından döllenmek istemez. Bu doğaya karşıdır. | Sheep don't want to be shagged by dogs, it's against their nature. |
| Tuhaf çünkü son zamanlarda, sperm bankasından alınan spermlerle döllenmek isteyen bekar kadınlardan çok telefon alıyoruz. | It's funny 'cause we've been getting a bunch of calls from single women lately, asking if we can impregnate them using donor sperm from the bank. |