Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Meraktan bir süre değişebilir ama herkes Sylar'ı ele alır ve sonra dirgenler ortaya çıkar ve kızılca kıyamet kopar. | There might be curiosity for a while, but all it takes is one Sylar, and then the pitchforks come out, and all hell breaks loose. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
English | pitchfork | French | fourcher |
Thai | คราด |