"...kapıyı kapadı ve dinlenmek için odasına çıktı." | "closed the door, and went up to her room to rest. |
"Ben iyileşene kadar dinlenmek yok" falan... | "No rest till I'm healed." Rawr. |
"Sevgili Sasha'm, Shamardinoda dinlenmek için bir süreliğine durdum. | My darling Sasha, I have stopped to rest at Shamardino. |
"Ta ki benim oluncaya kadar, bana uyku yok, dinlenmek yok." | "So for me there's no sleep and no rest, until they're mine. " |
# Ve eğer bir süre dinlenmek istersen # | And if you like to rest awhile |
- Böyle dinlenilmez ki. - Ben böyle dinlenirim. | - This is no resting |
- Öldüğümde dinlenirim Baba. | - I'll rest when I'm dead, Daddy. |
Babamı gördüğüm zaman dinlenirim. | I'll rest when I see my father. |
Belki ben de artık dinlenirim. | Maybe now I get a little rest. |
Ben biraz dinlenirim. Sen de | I had a killer day and you need rest |
"Dinlenirsin, yaşarsın ve tekrar dinlenirsin. | "You rest and live and rest again. |
- Ben sadece biraz dinlenirsin diye düşündüm. | - l just thought you could rest. |
- Biraz dinlenirsin. | - Just get some rest. |
- Sen de dinlenirsin, baba. | - You can rest-- |
- Öyleyse ben beklerim sen de bu arada dinlenirsin. | - Well, I'll watch and wait while you get some rest. |
"Grinder dinlenir." | "Grinder rests." |
Hava yaprakların üzerinde dinlenir | The air rests on leaves |
Kurt gündüzleri dinlenir ve geceleri ava çıkar. | The wolf rests by day and prowls by night. |
The Doktor her öğleden sonra 3'ten 5'e kadar dinlenir. | The Doctor rests every afternoon from three to five. |
Çocuğum uyur çocuğum dinlenir. | My child sleeps my child rests. |
- Sanırım yeterince dinlendim. | - I think I've rested enough. |
- Yeterince dinlendim. | - Oh, I'm rested enough. |
- Yok bir derdim. İyi dinlendim. | I'm well-rested. |
- Çoktan dinlendim. | - I already rested. |
Ben, Tobei Nakanogo, Efendi Niwa'nın ordusundanım ve burada dinleneceğim. | I, Tobei Nakanogo of Lord Niwa's army, will rest here. |
Gün doğana kadar, dinleneceğim artık. | Here I will rest me till the break of day. |
Hatta hayatımın sonuna kadar dinleneceğim. | In fact, I will rest for the rest of my life. |
Maratondan sonra dinleneceğim. | I will rest after the marathon. |
Onu eve götürdüğümde dinleneceğim. | I will rest when I have returned him home. |
Ben zaten dinleniyorum. | I am resting. |