Acımı dindirmek için | # To soothe my pain # |
Anlatmanın sebebi sadece suçunu dindirmek olur. | You'd only be telling him to soothe your own guilt. |
Ağrını dindirmek için sana bir şey getirdim. | Brought you a little something to soothe your wounds. |
Beni sakinleştirmek için acımı dindirmek için müzik çalabileceğini söyledi. | To soothe me, he said... to ease my suffering, he said he would play music. |
Colonnaların öfkesini dindirmek için, Papa Cenaplarını Fabrizio'ya yönetici rütbesiyle gururlandırması için ikna etmek zorundayım. Böyle bir rütbe için yeterli olmamasına ve bize karşı kullanacağına rağmen. | So, to soothe the Colonna temper, I am forced to exalt them by convincing His Holiness to name Fabrizio Prefect of Rome a job for which he is uniquely incompetent and will use against us. |
Kendiminkini ben dindiririm. | "l'll soothe mine |
Benimki gibi ağrılı gözlerin acısını dindirir. | It soothes sore eyes like mine. |
Şimdiye kadar ki her bezini ben değiştirdim her gribini ben iyileştirdim her öfkesini ben dindirdim. | I've changed every diaper, soothed every fever, endured every tantrum. |