- Peep, dikizlemek, bir-cıvıltı dikizlemek. | - Peep, peep, peep a-cheep. |
- Sadece dikizlemek için buradalar! | - They're Just here to peep! |
Bu erkek dikizlemek duydunuz mu? | Have you heard a peep out of those boys? |
Bu jetonlar arkadan dikizlemek için kullanılıyor. | Those tokens are used to operate the peep show at the back. |
Bu, tuvaleti dikizlemek kadar kabaca! | It's as rude as peeping into a toilet |
Hey Calvin, resim yap, onları sonra dikizlersin, tamam mı? | Hey Calvin, paint later, peep later, okay? |
- Evet, iyi de dikizler, adamım. | Yeah, he good peeps, too, man. |
Apış arasını yavaşça açtı, ve ben de dikizledim. | Her thighs parted shyly, and I peeped in. |