devretmek

Bir hakkı devretmek yasak değil.

Nothing wrong with transferring a claim.

Merkezi Haber Alma Teşkilatı Başkanı, bu görev gücünün idaresini sizden alıp bana devretmek istediğini bildirmiş.

I understand the director of Central Intelligence has already conveyed his desire to transfer authority over this task force from your agency to mine.

Papaz Daens kendi koltuğunu başka bir Hristiyan demokrata devretmek istiyor.

Father Daens demands that his seat be transferred to another Christian democrat.

Size devretmek kolay olmadı.

It wasn't easy to transfer the property to you.

Ve Cheyenne Sosyal Klübü'nü Jenny'e devretmek istiyorum.

And I want you to transfer the Cheyenne Social Club to Jenny's name.

Borcumu Edwin Epps'e devrettim.

I have transferred my debt to Edwin Epps.

Tüm işlerimi yeğenime devrettim.

I transferred all my business affairs over to my nephew.