"Azgın" ifadesinin, incitip aptal gibi davranmak anlamına geliyor sandım. | I thought horny meant acting silly. |
"Bu planı gizli tutmanın tek yolu çabuk davranmak," | "There's no better way to keep the plan top secret than to act swiftly." |
"Böyle davranmak doğru değil, bir daha yapma" der o kadar. | - He'll say, it isn't right to act like this, next time. - Next time don't do it, end. |
"Domuz gibi davranmak istiyorsan, domuz gibi yiyebilirsin" dedi. | "if you wanna act like a pig, you can eat like a pig." |
"bir star gibi görünmek ya da bir yıldız gibi davranmak yeterli değildir." | "'it's not enough that you look like a star or act like a star. |
- Boşver, dinle -- - Tüm hizmetçilerime aynı şekilde davranırım, ırklarına bakmadan. | Never mind, look -- I treat all servants exactly the same, regardless of their race. |
- Dostça davranırım. | - I'll act friendly. |
-Bebek gibi hareket edersen öyle davranırım. | You act like a baby, I'll treat you like one. |
Ama sonra--sonra ona delice iyi davranırım. - Böylece kendisini suçlu hisseder. | But, um, then... then I act insanely nice to them so they feel totally guilty. |
Bana çocuk gibi davranmak istiyorsanız, ben de çocuk gibi davranırım. | You want to treat me like a baby, then i'll act like a baby. |
- Bana ne cesaretle böyle davranırsın? | - How dare you act like this? |
- Olduğun kişi gibi davranırsın tabii ki tamamen iki yüzlü bir insan değilsen? | How you act is who you are, unless you're, like, completely two-faced. |
Ama doğdukları andan itibaren bebek geldiği anda gururlu ve heyecanlıymış gibi davranırsın. Puroları dağıtırsın. | But from the moment they're born... that baby comes out, and you act proud and excited... and hand out cigars. |
Başkalarının evinde böyle mi davranırsın? | Is that the way you act in people's houses? |
Biraz yorgun musun, yoksa herzaman böyle mi davranırsın? | You a little tired, or you always act like this? |
"Normalmiş gibi davranır." | "Just acts normal." |
- Ama bedava biftek ve bira! - Hep böyledir. Erkek, evliliğin ilk aylarında, sanki son ayları olacakmış gibi davranır. | - The first months a guy's married he acts as though it was gonna be the last. |
...yem gibi davranır ve birinin bela çıkarmasını bekler. | ...acts as bait, and waits for someone to cause trouble. |
Ancak şu kadarını biliyorum ki fırtına patladığında, herkes kendi yapısına uygun davranır. | But this much I know. When the storm breaks, each man acts in accordance with his own nature. |
Aniden küçük tatlı bir Fransız kız ortaya çıkar, ortağım gibi davranır... sonra da kötü adamları salar mı? | A pretty French girl shows up out of the blue, acts like she's my partner - and then she lets the bad guy go? |
"Ona şöyle diyeyim, Birincisi seni düşünmekten kendimi alıkoyamadığım için o kıza karşı aptalca davrandım. | I'll just tell her, "First of all, I acted like a fool with that girl because I couldn't stop thinking of you. |
- Aptal gibi davrandım. | - I acted like an idiot. |
- Bir aptal gibi davrandım. | I acted like a fool. |
- Bir g.t gibi davrandım ... | - I acted like an ass... |
- Dikkatsizce davrandım... | I acted impetuously .. |
- Tamam o zaman, önceden belirttiğim gibi, ben özgür bir ajan olarak davranacağım. | Fine, then, as previously stated, I will act as the free agent that I am. |
Bir yönetim kurulu toplantısı yapıp, bu maddeyi dile getireceğim ve başkan olarak yetkilerim doğrultusunda davranacağım. | I will call a board meeting regarding on this matter, and I will act on my rights as the chief executive. |
Bir zombi gibi davranacağım. | I will act like a zombie. |
Bundan sonra, eşin gibi davranacağım. | From now on, I will act as your wife |
Misafir gibi davranacağım. | I will act like the guest that I am. |
- Doğal davranıyorum. | Act natural. - I am acting naturally. |
Ben mi çocuk gibi davranıyorum? | I am acting like a child? |
Normal davranıyorum! | I am acting normal ! |