damlamak

(Su damlar)

(Water drips)

- her şey dışarı damlar ya.

- when all that stuff drips out.

Soğuyan kısım buradan damlar ve hokus pokus.

As it all cools down, drips out here, and abracadabra.

Ve şimdi, sürekli sızan ve hayat veren bu su dolambaçlı tünellere damlar.

And now, a constant trickle of life-giving water drips down into the winding tunnels.

Çölün kurdu gencin kalbini... yemeği sever ve kanı çocukların... yemeklerine damlar ve...

"The coyote of the desert always likes to eat the heart of the young, where the blood drips down to children for breakfast, lunch and dinner,