| Bu elbisenin seçmenleri cezbetmek için kullanılması uygun mudur? | Is that dress really an appropriate way to attract voters? |
| Erkekleri cezbetmek senin içinde var. Tabi eğer buna karar verirsen. | You have it in you to attract the men, if you were to go about it the right way. |
| Geyikleri cezbetmek için kayatuzlarını bırakır sonra bir yere çömelip avının ona gelmesini bekler. | He puts out salt licks to attract the elk, then hunkers down, somewhere and waits for his prey to come to him. |
| Leitato bal rehberini cezbetmek için ıslık çalıyor. | Leitato is whistling to attract a honey guide. |
| Müşterileri cezbetmek için şemsiye döndürmek benim fikrimdi. | It am my idea to twirl it to attract customers. |
| Seni cezbettim, Camille. | -I'm attracted to you, Camille. |
| Ve ben de bizzat Bay Ruskin'in ilgisini cezbettim. | And I have attracted the attention of Mr Ruskin himself. |
