"Kim tarafından cezalandırmak"? | " By punished" you mean? |
"çünkü bu diğerlerini cezalandırmak olur,beni de ayrıca. | "for it would be punishing others, as well as my naughty self. |
- Ama onu cezalandırmak gerekir. | - But he should be punished. |
- Bazen insanlar kendilerini cezalandırmak isterler, hatta bir hata yapmasalar bile! | - Sometimes people wanna be punished, even when they've done nothing wrong. |
- Belki seni cezalandırmak istedim. | -Maybe I wanted to punish you. |
- Hayır! Eğer bunu yapan Adebisi ise onu ben cezalandırırım, sen değil. | If Adebisi did this, l'll punish him, not you. |
- Seni cezalandırırım. | - Oh, I'll punish you. |
- Uymazsan cezalandırırım. | If you don't, I'll punish you. |
Ama ben onu başka türlü cezalandırırım. | But he can be punished some other way. |
Aptal olma, Kirsty yoksa önce seni cezalandırırım. Belki bu hoşuna gider... | Don't be naughty, Kirsty, or I'll have to punish you first... perhaps you'd like that. |
-Beni odadaki bu eşyaları kullanarak mı cezalandırırsın? | You'll punish me... Like, you'd use this stuff on me? |
-Nasıl ailemi sevmezsin. -Nasıl böyle cezalandırırsın onları? | How can you allow... my family... to be punished like this? |
Ailesine kızgın ya da onların isteklerini yerine getirememiş bir çocuğu nasıl cezalandırırsın? | How do you punish a child who angers his parents or fails them in their needs? |
Kazanırsan beni iki misli cezalandırırsın. Peki ya kaybedersem? | If you win, you can punish me double. |
Sonra beni cezalandırırsın ama çocuğa dokunma. | Then punish me. But spare the boy. |
"Sınırları kanunlar belirler, jüri sistemi bu sınırları ihlal edenleri cezalandırır, | "The law sets the limit," the judiciary system punishes whoever exceeds it, |
- "Tanrı günahkârları cezalandırır." dedi. | - He said: God punishes all sinners. |
- Tanrın inanmayanları cezalandırır mı? | There are punishments for what you've just said. Your God punishes those who do not believe? |
-Kendimizi bildik bileli gitmeye kalkışanları Tanrı cezalandırır. | - As long as we can remember Mr. Kady, God punishes those that try to leave. |
Ama diğerlerini bütün yaramazları cezalandırır. | To all others ... The all bad ... he punishes them. |
- Bunun sorumlusunu cezalandırdım. | I've punished those responsible. |
- Hainleri cezalandırdım. | - I punished the traitors. |
Adamlarım bunu hep yaptı ve ben onları cezalandırdım. | Every time my men committed them, I punished them. |
Altınlarımın peşindeydi, ben de onu cezalandırdım. | He was after my gold, but I punished him. |
Annen öldüğü için sanki seni cezalandırdım. | I punished you, because your mother was dead. |
"Seni gizli saklı yaptıklarından, "alenen cezalandıracağım." | "For what you do in secret, I will punish you openly." |
Ailemi ve baldızımı kirlettiğin için seni cezalandıracağım. | I will punish you for disgracing my family and my sister-in-law! |
Bay BAŞKAN, size söz veriyorum bunu yapanı bulacağım ve cezalandıracağım.. | Mr. Mayor, I promise you that we will find the owner of that wiener, and we will punish him. Goodbye. |
Ben, Yamamori Futori, hürmetkâr kulun senin yerine onu cezalandıracağım. | I, Yamamori Futori, your humble servant will punish him in thy place. |
Bir gün tanrıyı cezalandıracağım | One day I will punish god. |