| "Başbakana, cevaplamak zorunda olduğu 5 tane soru sorduk." | 'There are five questions we have asked the Prime Minister 'that he has to answer. |
| "Bizim cevaplamak istediğimiz soruları sormalarını istedik." Gülmeyin. | "We wanted them to ask the questions we want to answer." |
| # Soruları cevaplamak için bir uzaylı geldi. | # A spaceman came down to answer some things |
| - ...cevaplamak istemiyor gibisin. | That you don't seem to want to answer. |
| - Bazı soruları cevaplamak için. | - To answer some questions. |
| - Ben de istediğim gibi cevaplarım. | - I'll answer what I want. |
| - Bir şey sorarlarsa, cevaplarım. | - If they ask something, I'll answer it. |
| - Bütün cevaplarım rezil oldu. | I screwed up all my answers |
| - Evet, bekleyin burada soruları sonra cevaplarım. | - Yes, stay here, please... I'll answer to your questions later. |
| - Sana kolay cevaplarım yok, Conner. | BLACK CANARY: I don't have any easy answers, Conner. |
| ! Ben sorarım, sen cevaplarsın. | I ask, you answer. |
| "Ne zaman sana sorsam nasıl, ne zaman, ve nerede diye her zaman cevaplarsın sen "Belki, belki, belki" diye" | Wheneverl askyou how, when and where you always answer "Perhaps, perhaps, perhaps" |
| 'Siyahi Olsen İkizleri' aradığında, sen cevaplarsın. | When the black Olsen twins call, you answer. |
| - Sen cevaplarsın! | - You answer! |
| Ara sıra buluşup, sorular sorarım, sen de cevaplarsın. | We can meet from time to time. ask questions, you answer. |
| "Artık cevaplar çok açık" | Now that the answers all are clear |
| "Cevaplar" Dr. Grummons, birkaç sorumu cevaplarsınız diye düşünüyorum. | Dr. Grummons, uh, I am hoping to get some answers from you. |
| "Sorular da yarım, cevaplar da yarım kaldı." | "Questions and answers are incomplete." |
| # Sorular, cevaplar, fetişler # | # Questions, answers, fetishes # |
| 'Kimi' ya da 'Neyi? ' sorularını cevaplar. " | It answers the question, "Whom?" or "What?" |
| "Ben teşekkür ederim" diye cevapladım, ilgilendiğimi belli etmeden. | I answered "Thank you", without showing my interest. |
| - Bayan sorunuzu cevapladım. | - Ma'am, I answered your question. |
| - Ben çoktan cevapladım. | Well, I've already answered it now. |
| - Ben üç sorumu cevapladım. | I've answered my three questions. |
| - Bu soruları dün cevapladım. - Olayı tekrar yaşattığımız için üzgünüz. | I answered these questions yesterday. |
| - Bunu ben cevaplayacağım! | - l will answer for that |
| - Her şeyi cevaplayacağım. | I will answer anything. |
| Adamın ismini verdikten sonra soruyu cevaplayacağım! | I will answer the question after I name the man! |
| Ajan Scully'nin durumundan sorumlu olan adamın ismini verdikten sonra soruyu cevaplayacağım. | [ Blevins ] agent Mulder-- [ Mulder ] I will answer that question... After I name the man who is responsible for agent Scully. |
| Bana istediğin her soruyu sorabilirsin, bilmek istediğin her şeyi cevaplayacağım ama her soru sana hatırı sayılır bir acıya mal olacak. | You can ask me anything you want, and I will answer all questions ... but each question will cost you a considerable amount of pain. |
