Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
- Afedersin. Sahte dişler, takma burunlar! Hepsi burada! | fake teeth, goofy noses, get 'em here ! |
- Benzer burunlar. | - Identical noses. |
Bugünün ganimeti kulaklar ve burunlar. | Ears and noses will be the trophies of the day. |
Kulak memeleri, burunlar, kirpikler. | Earlobes, noses, eyebrows. |
O akan burunlar kendi kendilerine yürümeye başlamayacaklar. | Those running noses aren't just gonna start walking on their own. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Arabic | أنف | English | nose |
Vietnamese | lục lọi,mơn |