-Bir süredir çimleri biçmek için birine ihtiyacım olduğunu düşünüyordum , -bana o kadar çok dert açmayacağını da bildiğimden , açmazsın değil mi ? | I figure I need someone to mow the lawn, and you don't bug me that much, so... |
Arkadaşım Thibault, çimlerinizi biçmek istiyordu da. | My friend, Thibault, wanted to know if he could mow your lawn. |
Bahçeyi biçmek için burada. | He's here to mow the yard. |
Benim oğlanlarla beraber çalıştırırdım. Çimleri biçmek, dükkânı temizlemek... Bunun gibi şeyler yaparlardı. | I'd put him to work with my boys... mowing lawns, cleaning the shop, stuff like that. |
Benim çimlerimi bedavaya biçmek istiyorsun. | You want to mow my lawn For free. |
Be.. ben.. güvenilirim Her haftasonu Biederman'ların çimlerini biçerim Kırptığım çimleri toplarım.. | We... well, I'm... I'm reliable. Uh, I mow the Biedermans' lawn every weekend. |
Bela görürsen bile arkanı dön ve git. Aksi halde, çim biçme makinesi gibi seni biçerim. | You better not even come within range of anything that happens... or your ass is grass, and I'm a lawn mower. |
Belki gidip bir iş bakarım, zenginlerin çimlerini biçerim. | Maybe I'll go find a job mowing some other rich people's lawns. |
Belki komşununkileri de biçerim. | Might mow the neighbor's, too. |
Ben çimlerini biçerim. Sen Tyler'a takımı örersin. | I mow your lawn, you give Tyler the suit, |
Ben onları sıraya dizerim, sen onları biçersin. | I line them up, you mow them down. |
Bu bizim küçük sırrımız olacak, yoksa bir yıl çimlerimi biçersin. | This will be our little secret... or it's free lawn mowing for a year. |
Hafta sonları çim biçersin. | Marry a cute girl, move to the suburbs spend your weekends mowing. |
Onun her lafını dinlersen, sonunda aralıkta çim biçersin. | If you listen to everything Nettle says, you end up mowing the grass in December. |
Seni severim Bob, eşyalarımı ödünç almazsın, çimlerini biçersin, ...ama aslına bakarsan, sen biraz bir çeşit... | I like you, Bob. You don't borrow my things. You keep your lawn mowed. |
Hiç durmadan çim biçer, yalnız olarak. | It mows non-stop, unattended. |
İlginç bir ürün ama eşim egzersiz yapmak için çimleri kendisi biçer. | It's intriguing. But my husband mows the lawn for exercise. |
- Evet. 1500 dolar. Bu yaz 530 km. Çim biçtim. | Yeah, I mowed 331 miles of grass this summer. |
- Senin için 460 km. Çim biçtim. | - I mowed 286 miles for you. |
- Çimleri biçtim. | I mowed the lawn. |
- Öndeki çimleri biçtim zaten. | I already mowed your front lawn. |
Az önce çimleri biçtim.. ve arı soktu ama sakin olun, iyiyim. | All right, I just mowed the lawn and I am stung by a bee, but calm down, I'm fine. |
- Çimleri biçiyorum. | - I was mowing' the lawn. |