birleşmek

- Bu yüzden birleşmek istiyorlar.

- LAVON: That's why they want to merge.

- Gainey neden birleşmek istiyor ki? Bizden nefret ediyor.

But why would Gainey even want us to merge?

Aldığımız bilgilere göre, nehirlerden gelen kasırgalar birleşmek üzere.

We are now receiving reports that the twisters from the rivers are about to merge.

Ama başka bir şey konuşmak-- Bu-- oceanside wellness ile birleşmek istiyorum ve pacific wellcare ile.

I want to merge Oceanside Wellness and Pacific Wellcare.

Bak, birleşmek istemiyorsan yapma o halde.

Look. If you don't want to merge, then don't.

Kişi ve silah birleştiği zaman kalp akılla birleşir. AkıI enerji ile, enerjide güç ile birleşir.

When man and weapon merge, heart merges with mind, mind merges with energy, and energy merges with strength.

Normalde kişiliği, birleşir birleşmez ortaya çıkıp birleşmenin hemen ardından konukçunun kontrolünü ele geçiriyor.

Normally the personality emerges, allowing the symbiote to control the host immediately upon blending.

Rastgele bir olay, bir başka olaya neden olur bir başkasına ve sonunda model birleşir.

One random act causes another, causes another and in the end, the pattern emerges.

Edward ile şirketin iyiliği için birleştim aynen bugün Ava'ya yaptığım gibi.

I merged with Edward for the sake of this firm, just like what I did today with Ava.

Ve beynim bu gezegenin içine girdiği için yeterince şanslıyım. Ana bilgisayarla birleştim.

My consciousness was merged with that of the main computer.