"Alem buysa kral benim" diye bağırmak istiyorum. | I wanna yell "I'm king of the world!" |
"Babam bir göt yalayıcısıdır." diye bağırmak istiyorum! | I want to yell that my father is an arse-licker ! |
"İmdat" diye bağırmak zorunda mıyım? | Do I have to yell "suwee"? |
- Ama seni kırmak, sana bağırmak ya da kendini kötü hissetmene neden olmak istememiştim. | - But I didn't mean to upset you and yell at you and make you feel bad, I'm really sorry, hon. |
- Avazım çıktığı kadar "imdat" diye bağırmak. | I yell "Help" as loud as I can. |
- "Kes" diye ben bağırırım. - Artık değil! | I yell "cut." Not anymore you don't! |
- Canım kime isterse ona bağırırım! | I'll yell at whoever I want! |
- Kime istersem ona bağırırım! | - I'll yell at whoever I want to yell at! |
- O zaman istersem bağırırım. | I'll yell all I want then! |
- Timber diye bağırırım. | - I'll yell timber. |
"Bütün borçları ödedim." Nasıl bana bağırırsın gibi demesi gerekmez mi? | "I repaid all the debts." How could I not yell when he says that? ! |
- Sonra bize bağırırsın. | - Then you yell at us. |
-Haksız olduğunu düşündüğünde hep bağırırsın. | You yell when you're wrong. |
Acı çekiyorsan bağırırsın. | You yell if you're in pain. |
Araba kullanmaya gelince sabırsızsın. Diğer şoförlere bağırırsın. Sanki seni duyabilirlermiş gibi. | As for driving, you have no patience, you yell at other drivers like they can hear you, you use the horn liberally... |
"Ateş!" diye bağırır ama meğer adam ateşten korkuyormuş. | He yells " Fire! ' but actually he's afraid of fire... |
* gecenin bir yarısı telefon çalar * * babam bağırır * * hayatında neler yapacaksın? | * the phone rings in the middle of the night * * my father yells * * "what you gonna do with your life?" * |
- Annen sana hep bağırır. | Your mom always yells at you. |
- Büyükannem bağırır, büyükbabam içer. | - Grandma yells, Grandpa drinks. |
- Evet. Her gece saat tam dokuzda banyo diye bağırır ve şalını o kancaya asar. | Every night around nine o'clock, she yells "Bath" |
Bir daha tehlikeli bir durum olursa, dikkat et diye bağıracağım. | Let's do this. Next time it's dangerous, I will yell... Flies! |
Ve en iyi halinizin 10 katı bile öyle kötü olacak ki size bağıracağım. | Won't be good enough. And ten times your best will be so bad, I will yell at you. |
Şimdi ağzımı açıp iyice bağıracağım. | I will get my mouth to open right now, and I will yell. |
"Bu yüzden bağırdım..." | "That's why I yelled..." |
"Fore" diye bağırdım aptal herif. | Well, I yelled "fore," you idiot. |
"Silahım var", diye bağırdım. | I yelled, "I have a gun. " |
"Sıhhiye... Sıhhiye" diye bağırdım bir kaç kere. Çocuk çıkaramadı kafasını. | I yelled to the Paramedic a couple of times but he could not raise his head up. |
"Yangın var!" diye bağırdım. | I yelled "Fire !"... |
- Tanrım, yine bağırıyorum, değil mi? | - Oh, God, I was yelling again. |
Ben bağırıyorum diye bağırdı. Cody de arada kaldı, o da vurdu ona. | He yelled 'cause I was yelling, and Cody came between us, and he hit her. |