"Bizi bitirmek için gayret edelim İçinde bulunduğumuz iş, , ülkenin yaralarını bağlamak için Ona bakmak için kim olur savaş ortaya çıkardı ve dul eşi için ve yetim, her şeyi hangi olabilir elde etmek ve beslemek adil ve kalıcı bir barış. " | "Let us strive on to finish the work we are in, to bind up the nation's wounds, to care for him who shall have borne the battle and for his widow and his orphan, to do all which may achieve and cherish |
- "Bütün bağlarımı kestim, Kendimi sana bağlamak için." | "I have broken all ties, I come to bind myself to you" |
- Güçlerini bağlamak zorundayım. | - I'll have to bind their powers. |
- Olayı bağlamak için size çek vereceğim. | - I will give you a check to bind the deal. |
- Yani güçlerini bağlamak mı değil mi? | So, then, you're not gonna bind his powers? No. |
Ben bedenleri bağlarım. | I bind their bodies, |
Küstahlaşma. Kendime bağlarım onu, sana söz. | l'll bind him to me with promises. |
Vivian'ın ruhunu bu bedenden çıkartıp, bağlarım böylece ne bu dünyada ne de sonrakinde beraber olamazsınız. | I will drive Vivian from this body and I will bind her spirit so that you'll never be together, in this world or the next. |
Onu tekrar bağlarsın ve hiç beraber olamayız. | You'll bind him again and we'll never be together. |
Sen bir erkeği Saran'ın zincirlerinden daha sıkı bağlarsın. | You could bind a man tighter Than the saran's chains. |
Üzerine dinamit bağlarsın, canlı bomba olursun. | You bind yourself with the dynamite, and become a bomb. |
Aşk bizi birbirimize bağlar. | Love binds it all together. |
Ben de bu köylülerin arasına katıldım efendim. Yemin etmek, yeminimi bozmak için. Evlilik bağlar, kan ayırır. | l press in here, sir, amongst the rest of the country copulatives to swear and to forswear, according as marriage binds and blood breaks. |
Bu bağlar onu uzun süre tutamaz. Büyülerinizden birine ihtiyacımız var Madam. | those binds won't hold at long we need one of your spells Madam |
Bu birleşme bizi kadınlar ve kardeşler gibi birbirine bağlar... | This bond unites us as women and binds us as sisters. |
Bu birleşme bizi kadınlar ve kardeşler gibi birbirine bağlar. | This bond unites us as women and binds us as sisters. |
Bacaklarının kırık yerlerini bağlayacağım ve ikinizi de götüreceğim. | l will bind your legs where they are broken. And then l will take you both. |
Spartacus karısıyla tekrar birleşecek ve bu sayede onu, bize ve bu Okul'a bağlayacağım hem de dünyanın sonuna kadar. | Spartacus will be reunited with his wife. And in the act... I will bind him to us and this ludus... |
Ailemize ve ismine bağladım.hmm? | I built this country with you. I bound it to our family and name. Hmm? |
Bana da oldu, ben de yaptım. Ellerimi bağladım. | Been there, done that, bound the hands. |
El ve ayak bileklerini bağladım ve evime götürdüm. | Then? I bound her wrists and her ankles and I drove her back to my place. |
Işığımla taşı dünyaya bağladım. | I've bound it to the earth with my light. |
Onu bağladım ama uzun sürmeyecektir. | I've bound her, but it won't last. |