Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Acele et dostum, basılmak istemiyorum! | Hurry up, man, I don't wanna get busted! |
Babanın koro provasında basılmak istemem. | I don't want to bust in on your dad's choir practice. |
Güzel. Çünkü, basılmak istemem. | Good. 'Cause I don't like surprises. |
Anlamıyorsun, bu ikisiyle köşeyi geçmeden basılırsın. | You don't get it. With those two, you wouldn't get past the corner. |