Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Savunma olarak, çok fazla çalıştığımı söyleyebilirim. Meslektaşlarımın düşmanlığını ve kıskançlığını, bir takım insanların eleştirilerini ve Engizisyon tehlikesini yenebilmek için bir takım fedakarlıklarda bulundum ve azmettim. | I have sacrificed and persevered... to overcome the hostility and envy of my colleagues... the criticisms of some... and the dangers of the Inquisition. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Arabic | ثابر | Catalan | perseverar |
Dutch | volharden | English | persevere |
French | persévérer | Indonesian | ngotot |
Italian | perseverare | Portuguese | perseverar |
Romanian | persevera,stărui | Spanish | perseverar |