Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Beni daha az görmek istiyorsan tekrar çıkabiliriz. | Well, if you want to see less of me, maybe we should go out again. |
Tess, daha iyi hissettirecekse gezegende en az görmek isteyebileceğim şey göğüslerin. | Tess, if it makes you feel any better, there aren't anyone's breasts on this planet that I want to see less. |
Yalnız geldiğine sevindim, böylece onu daha az görmek zorunda kalacağız. | I'm just glad he's alone because we shall see less of him. |