"10 yıllık partneri Nathan Starkey, bahçe düzenleme işine zaman ayırmak üzere emekli oluyor." | "Her partner of 10 years, Nathan Starkey,... ..is retiring to spend time on his landscape gardening business." |
- ...ve onları ayırmak... | - and so pulling them apart... |
- Birbirinden ayırmak zor. - Gerçeğine ne yapacağız? | You can't tell them apart. |
- Bölümlere ayırmak. | - Compartmentalization. |
- Sadece sizi ayırmak için değil. | - Not just to get you two apart. |
# Bacaklarını ayırırım Musa'nın denizi ayırdığı gibi | ♪ I'll part your legs Like Moses the sea |
- Kımıldarsan adamı ortadan ikiye ayırırım. Mindler'ın telefonu nerede? | You move and we take your boy apart! |
Ama Nandita'nın adını bir daha ağzına alırsan seni parçalara ayırırım. | But if you take Nandita's name again I'll rip you apart |
Bana çocuğumu ver yoksa bu gemiyi cıvatayla cıvatalarına ayırırım. | Give me my boy or I will tear this ship apart bolt by bolt. |
Belkide satrançla ilgilenmemelisin, çünkü satranç tahtasında benle karşılarsan ilk hareketinden önce seni parçalara ayırırım. | Maybe you shouldn't take up chess, 'cause if I faced you over a board, I'd take you apart before your first move. |
Genelde ortadan ayırırsın. | It's usually parted in the middle. |
Neden birini parçalara ayırırsın ve parçalarını halka açık bir yere bırakırsın? | Why dismember someone and leave the parts out in such public places? |
Partiler için daha çok bütçe ayırırsın. | Bigger budgets for parties. |
Saecho'dan sonra, kağıdı bir çömleğe koyarsın ve ikiye ayırırsın. | After Saecho, you put the paper in a pot and tear it apart. |
Bu durumda, her şeyi en etkili şekilde dokuza ayırır ve onları da dörde beş oranında böleriz. | In which event, we can most efficaciously divide everything into nine parts... and split them in the ratio of five to four. |
Léman Gölü, şehri 2'ye ayırır. | Lake Léman divides the city in 2 parts. |
Makine, kanı santrifüjler ve ağırlıklarına göre bileşenlerine ayırır. | The machine spins her blood in a centrifuge and separates parts of the blood based on weight. |
Seni lanet olası parçalarını ayırır gibi! | Ripping your god damn parts out! |
Tepedeki açıortay, açıyı bölen doğru, açıortayı iki eşit parçaya ayırır. | The bisector of a vertex is the line that divides the angle at that vertex into two equal parts. |
Eski ekibimle yolları ayırdım da yeni bir grup arıyorum. | Frank. Oh, hello. I just parted ways with my old crew, and I'm looking for a new one. |
Kendime yeni bir saç modeli yaptım, ortadan düz olarak ikiye ayırdım. | I gave myself a new hairstyle, parted straight down the middle. |
Senin için Kızıl Denizi ayırdım E. | I parted the Red Sea for you, E. |