Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Ayrılmak (to leave) conjugation

Turkish
33 examples
This verb can also mean the following: separate
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
ayrılırım
ayrılırsın
ayrılır
ayrılırız
ayrılırsınız
ayrılırlar
Past tense
ayrıldım
ayrıldın
ayrıldı
ayrıldık
ayrıldınız
ayrıldılar
Future tense
ayrılacağım
ayrılacaksın
ayrılacak
ayrılacağız
ayrılacaksınız
ayrılacaklar
Present continuous tense
ayrılıyorum
ayrılıyorsun
ayrılıyor
ayrılıyoruz
ayrılıyorsunuz
ayrılıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
ayrılıyordum
ayrılıyordun
ayrılıyordu
ayrılıyorduk
ayrılıyordunuz
ayrılıyorlardı
Present negative tense
ayrılmam
ayrılmazsın
ayrılmaz
ayrılmayız
ayrılmazsınız
ayrılmazlar
Present continuous negative tense
ayrılmıyorum
ayrılmıyorsun
ayrılmıyor
ayrılmıyoruz
ayrılmıyorsunuz
ayrılmıyorlar
Past negative tense
ayrılmadım
ayrılmadın
ayrılmadı
ayrılmadık
ayrılmadınız
ayrılmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
ayrılmıyordum
ayrılmıyordun
ayrılmıyordu
ayrılmıyorduk
ayrılmıyordunuz
ayrılmıyordular
Future negative tense
ayrılmayacağım
ayrılmayacaksın
ayrılmayacak
ayrılmayacağız
ayrılmayacaksınız
ayrılmayacaklar
Present interrogative tense
ayrılır mıyım?
ayrılır mısın?
ayrılır mı?
ayrılır mıyız?
ayrılır mısınız?
ayrılırlar mı?
Present continuous interrogative tense
ayrılıyor muyum?
ayrılıyor musun?
ayrılıyor mu?
ayrılıyor muyuz?
ayrılıyor musunuz?
ayrılıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
ayrıldım mı?
ayrıldın mı?
ayrıldı mı?
ayrıldık mı?
ayrıldınız mı?
ayrıldılar mı?
Past continuous interrogative tense
ayrılıyor muydum?
ayrılıyor muydun?
ayrılıyor muydu?
ayrılıyor muyduk?
ayrılıyor muydunuz?
ayrılıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
ayrılacak mıyım?
ayrılacak mısın?
ayrılacak mı?
ayrılacak mıyız?
ayrılacak mısınız?
ayrılacaklar mı?
Present negative interrogative tense
ayrılmaz mıyım?
ayrılmaz mısın?
ayrılmaz mı?
ayrılmaz mıyız?
ayrılmaz mısınız?
ayrılmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
ayrılmıyor muyum?
ayrılmıyor musun?
ayrılmıyor mu?
ayrılmıyor muyuz?
ayrılmıyor musunuz?
ayrılmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
ayrılmadım mı?
ayrılmadın mı?
ayrılmadı mı?
ayrılmadık mı?
ayrılmadınız mı?
ayrılmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
ayrılmıyor muydum?
ayrılmıyor muydun?
ayrılmıyor muydu?
ayrılmıyor muyduk?
ayrılmıyor muydunuz?
ayrılmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
ayrılmayacak mıyım?
ayrılmayacak mısın?
ayrılmayacak mı?
ayrılmayacak mıyız?
ayrılmayacak mısınız?
ayrılmayacaklar mı?

Examples of ayrılmak

Example in TurkishTranslation in English
" Evden ayrılmak için 5 dakikan var! ""You have five minutes to leave the house!"
"...bunlar uzun zamandır tiyatroyla ilgili ancak ayrılmak istiyor olacaklar...""either women who've been in the theater for a long time and want to leave it...
"Aile" kimse geride bırakılmaz demektir. fakat ayrılmak istersen, gidebilirsin."Family" means nobody gets left behind but if you want to leave, you can.
"Bana sadece 30 dakika ver, bir daha asla ayrılmak istemezsin.""Give me 30 minutes and you will never want to leave me again."
- Anlıyorum, kendim ayrılırım.I understand. I'll leave on my own.
- Ben sensem, nasıl senden ayrılırım ki?How can I leave you alone if I'm you?
- Kasabadan ayrılırım.I will leave town.
- O ayrılırsa bende ayrılırım.- If he leaves, I leave.
- Ve buna katılmazsan da ayrılırsın.And if you can't get behind that, you might as well leave.
Annenden ayrılırsın öyle mi?Did you leave your mother?
Ben giderken ayrılırsın işte.You can break up with me when I leave.
Birkaç gün içinde kasabadan ayrılırsın.We'll leave in a few days.
Biz istersek, bu evden ayrılırsın ya da ayrılmazsın.You will leave this house or not if we say.
(Susan Doktor'un dokunulmamış yemeğini geri getirir ve ayrılır.)(Susan returns to Doctor's un touched food and leaves.)
- Öncelikle izinsiz ayrılır...First he leaves without permission...
2004 yılında Swartz Highland Park'tan ayrılır ve Stanford Üniversitesi'ne girer.In 2004, Swartz leaves Highland Park and enrolls in Stanford University.
21 Nisan günü, Lincoln'ün naaşı trenle Washington'dan ayrılır ve 2.662 kilometre uzaktaki Springfield, Illinois'teki Oak Ridge mezarlığına doğru yola çıkar.On April 21st, Lincoln's body leaves Washington by train, to travel 2,662 kilometers to Oak Ridge Cemetery in Springfield, Illinois.
Acısını sona erdirmek için, Alfredo kaçar. Madrid'den ayrılır ve annesinin yanına gider, on yıl boyunca bir daha görüşmezler.So that Amparo doesn't suffer Alfredo leaves and goes to find his mother.
"20:30 civarında cep telefonumu unuttuğumu fark edince iş yerimden ayrıldım.""Around 8:30, I left work when I realized I'd forgotten my cell phone."
"Antwon" olarak girdim, ama "Skills" olarak ayrıldım.I walked in "antwon," but i left "skills."
"Ertesi gün oradan ayrıldım ve bir daha da geri dönmedim."l left the next day and never went back.
"Hemen o gece ayrıldım benim gibi Yahudilere neler olabileceğini biliyordum."In that very evening I left I knew what could happen to Jewish people like myself. I knew what was already happening, so I escaped to the Alps and I headed to America because I knew it wasn't going to stop."
"Mitsuaki'den öğrendiğin üzere, Tokugawa klanı'ndan ayrıldım."As you heard from Mitsuaki, I have left the Tokugawa clan.
'Ama Ahmedabad'daki telefon ve adresimden ayrılacağım.''But I will leave my address and telephone number in Ahmedabad.'
-Evden ayrılacağım.- I will leave the house.
Ama... farklı şekilde söyleyemezsin... ya da başka bir yalan yoksa iyiliğimiz için senden ayrılacağım.But... you can't say another word... or lie to me or I will leave you for good.
Ben işten ayrılacağım.I... will leave my position.
Ben... ayrılacağım.I... will leave.
"Bir dahiyi geride bırakarak şaşkınlık içerisinde ayrılıyorum."I am leaving, stunned - leaving behind a genius.
'Bu mektupla Rajjo'yla ayrılıyorum.''I am leaving this letter with Rajjo.'
- Ben gemiden ayrılıyorum.I am leaving the cruise.
- Evet, ayrılıyorum.- Yes, I am leaving.
- Sen sanki senden ayrılıyorum diye rahatlamış gibisin bence.- Like you are in relief because l am leaving from you by my own will

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

ayarlanmak
do
ayarlattırmak
let something being adjusted by somebody else
ayazlatmak
do
ayıkmak
sober
aylanmak
do
aynı telden çalmak
play the same wire
ayranıkabarmak
do
ayrılışmak
do
ayrımlaşmak
do
azınsımak
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'leave':

None found.