aydınlatmak

to brighten

Looking for learning resources? Study with our courses! Get a full Turkish course →

Conjugation of aydınlatmak

Translation

Ben

Sen

Present tense

aydınlatarım

I brighten

aydınlatarsın

you brighten

aydınlatar

he/she/it brightens

Past tense

aydınlattım

I brightened

Future tense

aydınlatacağım

I will brighten

Present continuous tense

aydınlatıyorum

I am brightening

Bazı şeyleri aydınlatmak için.

To brighten things.

Gökleri sonsuza dek aydınlatmak zordur.

It is difficult, brightening the sky forever.

Gününü aydınlatmak için uğradım.

Just popping in to brighten your day.

Ben sadece bu durumu insani yola sokarak hepimizin gününü aydınlattım.

I just framed it in a way that humanized the situation and brightened all of our afternoons.