Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Atmak (to throw) conjugation

Turkish
35 examples
This verb can also mean the following: impute, beat, reject, make up stories, abandon, pulsate, fire, cast, discard, lie, expel, give up
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
atarım
atarsın
atar
atarız
atarsınız
atarlar
Past tense
attım
attın
attı
attık
attınız
attılar
Future tense
atacağım
atacaksın
atacak
atacağız
atacaksınız
atacaklar
Present continuous tense
atıyorum
atıyorsun
atıyor
atıyoruz
atıyorsunuz
atıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
atıyordum
atıyordun
atıyordu
atıyorduk
atıyordunuz
atıyorlardı
Present negative tense
atmam
atmazsın
atmaz
atmayız
atmazsınız
atmazlar
Present continuous negative tense
atmıyorum
atmıyorsun
atmıyor
atmıyoruz
atmıyorsunuz
atmıyorlar
Past negative tense
atmadım
atmadın
atmadı
atmadık
atmadınız
atmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
atmıyordum
atmıyordun
atmıyordu
atmıyorduk
atmıyordunuz
atmıyordular
Future negative tense
atmayacağım
atmayacaksın
atmayacak
atmayacağız
atmayacaksınız
atmayacaklar
Present interrogative tense
atar mıyım?
atar mısın?
atar mı?
atar mıyız?
atar mısınız?
atarlar mı?
Present continuous interrogative tense
atıyor muyum?
atıyor musun?
atıyor mu?
atıyor muyuz?
atıyor musunuz?
atıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
attım mı?
attın mı?
attı mı?
attık mı?
attınız mı?
attılar mı?
Past continuous interrogative tense
atıyor muydum?
atıyor muydun?
atıyor muydu?
atıyor muyduk?
atıyor muydunuz?
atıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
atacak mıyım?
atacak mısın?
atacak mı?
atacak mıyız?
atacak mısınız?
atacaklar mı?
Present negative interrogative tense
atmaz mıyım?
atmaz mısın?
atmaz mı?
atmaz mıyız?
atmaz mısınız?
atmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
atmıyor muyum?
atmıyor musun?
atmıyor mu?
atmıyor muyuz?
atmıyor musunuz?
atmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
atmadım mı?
atmadın mı?
atmadı mı?
atmadık mı?
atmadınız mı?
atmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
atmıyor muydum?
atmıyor muydun?
atmıyor muydu?
atmıyor muyduk?
atmıyor muydunuz?
atmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
atmayacak mıyım?
atmayacak mısın?
atmayacak mı?
atmayacak mıyız?
atmayacak mısınız?
atmayacaklar mı?

Examples of atmak

Example in TurkishTranslation in English
"Changez, beni bir burka atmak"Changez, throw a burka on me
"Kızım, tartışırken bir adamın üstüne sıcak yemek atmak doğru değil.""Girl, it ain't right "to throw hot grits on a man when you have a disagreement. "
"Parayı sokağa atmak" tabirini bilir misin?Are you familiar with the term "throwing good money after bad"?
"Tahtayı atmak" metaforunu hiç anlayamadım.I just don't understand "the throwing away the wood" metaphor.
"İyi bir sağ yumruk atmak için, bütün ağırlığını yumruğuna ver""To throw a straight right punch, put all your weight into your right fist."
- Ben atarım.- I'll throw fingers.
- Beni terk edersen, onu atarım.- If you leave me, I'll throw her.
- Bunu suratına atarım!- I'll throw it in your face!
- Evet, ama genellikle onları atarım.- Yeah, I usually throw them out.
- Hatta düdüğü bile atarım.I'll even throw away the whistle.
"Ve sonra gerisini atarsın""Then you throw the rest away"
- Beni dışarı mı atarsın?- Are you going to throw me out?
- Ne cüretle bunu bana atarsın?- How dare you throw this at me?
- Sonra kaskını yere atarsın.- And throw your helmet down.
- Topu dışarı atarsın!- You'll throw outside!
"Bir ateş çemberi içinde danseder... meydanı okumayı fırlatıp atar bir silkinişle.""She dances in a ring of fire. "And throws off the challenge with a shrug."
"Dirsek atar ancak sonucunu da alır.""She throws elbows, but gets results."
- Bu adam çok sert atar babalık.This guy throws pretty hard, Pops. Is that right?
- Genelde seyirciye konfeti atar ve kendi suratında pasta ezer.- He usually throws a bucket of confetti on the audience... and then runs around smashing pies in his own face.
- Karımın tepesi atar sonra.- Before the wife throws a fit.
"Dışarı çıkıp oraya attım, üstünü de kokmuş soğanlarla kapladım bu da Pandacık'ın sonu oldu." Pandacık'ımı çöpe mi attın?"I went out and dumped it in there "and it got all covered in smelly old onions, "and that's the end of Pandy." You threw my Pandy in the bin?
"Sevgili Alan, bugün bir gardiyanın üzerine idrar attım."Dear Alan, I threw urine on prison guard today."
'Craig mutlu olmadı, beni dışarı attı, 'ama bebeğe hızlı bir göz attım.''Craig wasn't happy, he threw me out, 'but I got a quick look at the baby.'
* Her şeyini çantaya attım *I threw your stuff into a bag ♪
- ...size yem attım.- nice panels, threw you the bait...
- Frida, seni zombilere atacağım!- Frida, I will throw you to the zombies!
- Haklısın. Dışarı atacağım.You have right, I will throw it out.
Bebeği çöpe atacağım diye koca göbeğinle ağlıyordun, erkek arkadaşın seni şutlayacaktı bebeği ve kendini öldüreceğini söyledin.You were weeping with your big belly that you will throw the baby to the garbage, cause your boyfriend will kick you out. You said you would kill the baby and yourself.
Ben seni yakalayıp, yere atacağım ve sen onun gözüne kum atacaksın.I will throw you at his knees.. ..and you throw dust in his eyes.
Bir borcu ödermişcesine, tüm kötü davranışlarımı fırlatıp atacağım.All my bad behavior I will throw away to pay a debt.
- Şunu hurdalığa atıyorum.- I am throwing it away.
Bu iğrenç kıyafetleri atıyorum!I am throwing out these horrifying clothes!
Fırını hemen evden atıyorum.I am throwing out my stove.
Kendimi senin kollarına atıyorum, meseleyi kapatıyorum...And here I am throwing myself in your arms, clouding the issue.
Sanırım farketmedin. Kendimi senin kollarına atıyorum.In case you've missed it, I am throwing myself at you.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'throw':

None found.