Elbette, fakat devreleri atlatmak için fakat bize bir harici güç kaynağı lazım. | Sure, but we'd need an external power source to bypass the circuits. |
Fakat hala devreleri atlatmak zorundayız. | But we still have to bypass the circuits. |
Göl kenarındaki bir takip aracını atlatmak zorunda kaldık. | We had to bypass a vehicle inspection in Riverside. |
Güvenlik ağını atlatmak için bir sürü eziyet çekiyor sonra tamamlamadan... | He goes to a lot of trouble to bypass security and then doesn't go through with... |
Hırsız, araştırma ortağım Silvano Paintivolio'yu öldürmüş ve güvenliği atlatmak için onu kesmiş. | The intruder killed my research partner, Silvano Paintivolio and mutilated him in order to bypass security. |