"Eğer faaliyetleri araştırmak istiyorsan seve seve yanında olurum, tıpkı eşcinselliğe eğilim olduğum gibi." | "If you need to research the activities, I'd be happy to join you, as I have homo-proclivities." |
"Ve gerçeği araştırmak için Junko Ishii'in evine geri döndük." | "And we went back to Junko Ishii's house in search of truth." |
- Bir çeşit ilaç araştırmak için. | - To research some kind of medicine |
- Bundan sonra lakap araştırmak yok. | You know what? You no longer search on the nicknames. |
- Bunu araştırmak geçekten çok zor. | - So that research is really, really hard to do... |
Ben sürekli araştırırım seni ve arkadaşlarını detaylı bir şekilde inceledim. | I always do my research, and I researched you and your friends thoroughly. |
Bir dahaki sefere iyi araştırırım. | Oh well, I'll do my research next time. |
Daha sonra netten araştırırım. | I'll search it online later. |
Gerekirse her santimini araştırırım. | l'll search every inch of it if l have to. |
Morg kayıtlarındaki kimliği belirsiz cinayet kurbanlarını araştırırım. | Well, I'll start searching for unidentified shooting victims in the morgue records. |
- Tamam, o zaman ben okurum. Ve sen de göçmenlik kanunlarını araştırırsın. | And you can research Immigration law. |
Ararsın, araştırırsın ama tüm bu süreçte cevap tam da önündedir! | You hunt and you search and all the while the answer's right in front of you! |
Kötü adamlar olan biteni hemen anlamasın diye en iyi böyle araştırırsın. | Because it's more fun this way. KORSAK: Best to do a search before the bad guys know what's going on. |
Sonra araştırırsın Tony. | Research later, Tony. |
Böyle bir anda, acil durum protokolleri etkinleştirilir. Yazılımımız, tüm haberleşmelerde anahtar kelimeleri otomatik araştırır. Ve bu kelimelerden bir tanesi de "doktor". | In the event of the emergency protocols being activated, our software searches communications for key words, including "Doctor". |
O bizim kalplerimizin içini görür, araştırır ve herkese gittiği yola göre, yaptıklarına göre bir kader çizer." | He sees into our hearts and searches them, to give every man according to his ways and according to the fruit of his doings. |
Şekil ve nitelikleri karşılaştırır, sonra da internette benzer bir görüntü olup olmadığını araştırır. | Compares shapes and features, then searches for Any comparable image anywhere on the web. |
Ben bu bölgeyi araştıracağım. | I will search this quadrant. |
"Dolar işareti" ve "Amerika bayrağını" araştırdım. | I searched "dollar sign" and "American flag, " and I got this. |
# Dün, orkut ve facebook'ta onu araştırdım ama bulamadım. # | Yesterday I searched for her in the orkut and facebook but couldn't find her |
# Gizemli sisleri araştırdım | # I've searched the secret mists |
- Annenle ilgili... 20 yıl önceki tıbbi kadın kayıtlarını araştırdım, sen doğduğunda psikiyatrik yardım almış. | - About your birth mother. I've searched medical records of females around 20 years old admitted to psychiatric care around the time you were born. |
- Asuryalıları gösteren bir şey için veritabanının büyük kısmını araştırdım ama... - Hâlâ bir şey yok. | l've searched the database for any indication of the Asurans, but... |