Alınmak (to do) conjugation

Turkish
18 examples

Conjugation of alınmak

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
alınırım
I do
alınırsın
you do
alınır
he/she/it does
alınırız
we do
alınırsınız
you all do
alınırlar
they do
Past tense
alındım
I did
alındın
you did
alındı
he/she/it did
alındık
we did
alındınız
you all did
alındılar
they did
Future tense
alınacağım
I will do
alınacaksın
you will do
alınacak
he/she/it will do
alınacağız
we will do
alınacaksınız
you all will do
alınacaklar
they will do
Present continuous tense
alınıyorum
I am doing
alınıyorsun
you are doing
alınıyor
he/she/it is doing
alınıyoruz
we are doing
alınıyorsunuz
you all are doing
alınıyorlar
they are doing
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
alınıyordum
I was doing
alınıyordun
you were doing
alınıyordu
he/she/it was doing
alınıyorduk
we were doing
alınıyordunuz
you all were doing
alınıyorlardı
they were doing
Present negative tense
alınmam
I do not do
alınmazsın
you do not do
alınmaz
he/she/it do not do
alınmayız
we do not do
alınmazsınız
you all do not do
alınmazlar
they do not do
Present continuous negative tense
alınmıyorum
I am not doing
alınmıyorsun
you are not doing
alınmıyor
he/she/it is not doing
alınmıyoruz
we are not doing
alınmıyorsunuz
you all are not doing
alınmıyorlar
they are not doing
Past negative tense
alınmadım
I did not do
alınmadın
you did not do
alınmadı
he/she/it did not do
alınmadık
we did not do
alınmadınız
you all did not do
alınmadılar
they did not do
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
alınmıyordum
I was not doing
alınmıyordun
you were not doing
alınmıyordu
he/she/it was not doing
alınmıyorduk
we were not doing
alınmıyordunuz
you all were not doing
alınmıyordular
they were not doing
Future negative tense
alınmayacağım
I will not do
alınmayacaksın
you will not do
alınmayacak
he/she/it will not do
alınmayacağız
we will not do
alınmayacaksınız
you all will not do
alınmayacaklar
they will not do
Present interrogative tense
alınır mıyım?
do I do?
alınır mısın?
do you do?
alınır mı?
does he/she do?
alınır mıyız?
do we do?
alınır mısınız?
do you all do?
alınırlar mı?
do they do?
Present continuous interrogative tense
alınıyor muyum?
am I doing?
alınıyor musun?
are you doing?
alınıyor mu?
is he/she doing?
alınıyor muyuz?
are we doing?
alınıyor musunuz?
are you all doing?
alınıyorlar mı?
are they doing?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
alındım mı?
did I do?
alındın mı?
did you do?
alındı mı?
did he/she do?
alındık mı?
did we do?
alındınız mı?
did you all do?
alındılar mı?
did they do?
Past continuous interrogative tense
alınıyor muydum?
was I doing?
alınıyor muydun?
were you doing?
alınıyor muydu?
was he/she doing?
alınıyor muyduk?
were we doing?
alınıyor muydunuz?
were you all doing?
alınıyorlar mıydı?
were they doing?
Future interrogative tense
alınacak mıyım?
will I do?
alınacak mısın?
will you do?
alınacak mı?
will he/she do?
alınacak mıyız?
will we do?
alınacak mısınız?
will you all do?
alınacaklar mı?
will they do?
Present negative interrogative tense
alınmaz mıyım?
do I not do?
alınmaz mısın?
do you not do?
alınmaz mı?
does he/she not do?
alınmaz mıyız?
do we not do?
alınmaz mısınız?
do you all not do?
alınmazlar mı?
do they not do?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
alınmıyor muyum?
am I not doing?
alınmıyor musun?
are you not doing?
alınmıyor mu?
is he/she not doing?
alınmıyor muyuz?
are we not doing?
alınmıyor musunuz?
are you all not doing?
alınmıyorlar mı?
are they not doing?
Past negative interrogative tense
alınmadım mı?
did I not do?
alınmadın mı?
did you not do?
alınmadı mı?
did he/she not do?
alınmadık mı?
did we not do?
alınmadınız mı?
did you all not do?
alınmadılar mı?
did they not do?
Past continuous negative interrogative tense
alınmıyor muydum?
was I not doing?
alınmıyor muydun?
were you not doing?
alınmıyor muydu?
was he/she not doing?
alınmıyor muyduk?
were we not doing?
alınmıyor muydunuz?
were you all not doing?
alınmıyorlar mıydı?
were they not doing?
Future negative interrogative tense
alınmayacak mıyım?
will I not do?
alınmayacak mısın?
will you not do?
alınmayacak mı?
will he/she not do?
alınmayacak mıyız?
will we not do?
alınmayacak mısınız?
will you all not do?
alınmayacaklar mı?
will they not do?

Examples of alınmak

Example in TurkishTranslation in English
- Evlatlık alınmak istemiyorlar mıymış? - Hayır.So they didn't want to be adopted?
- Guardo ölmeni istiyordu. Tanık korumasına alınmak için Vic hakkında hikaye uydurdun.Guardo wanted to have you killed, you made up a story about Vic so that you could get witness protection.
10 milyon dolar çok büyük para, Fakat gizli hesaplarındaki bir milyar dolar karşısında küçük bir deste gibi kalır. Sadece alınmak için bekliyor..$10 million is a nice chunk of change, but stack it up against a billion dollars in secret accounts just lying there ready for the taking...
31 Ekim Cuma günü alınmak üzere bırakılan bir çantaydı.I don't know. It's a travel bag. Handed in around 31 st October.
Askere alınmak bizim de hoşumuza gitmiyor ama orduya geldik bir defa. Elimizden geleni yapacağız.We don't like being drafted any more than you but we got put in the Army, we're gonna do the best we can.
"Ezik" terimine alınırım ama "Vadideki korkunç bir oturma odası" konusunda aynı fikirdeyim.I take offense to the term "loser," but I do agree with "horrible living room in Valley."
Yapmazsan alınırım.You don't and I'll take it personally.
Yaptığım işi eleştirirsen alınırım.Yeah, I take it personally when you criticize the job I'm doing.
Yemezsen alınırım.If you don't eat, I'll be offended.
- Belki hostes olarak alınırsın.Maybe you could do... host, if nothing else.
Eğer etmezsen açığa alınırsın.You're a retard if you don't.
Tessa Marchetti sonuç vermezse davadan alınırsın.Tessa Marchetti doesn't pan out, you're off the case.
- Bununla kaç tebeşir alınır?- How much chalk does that buy?
-Böyle bir şey nereden alınır?How does someone rig something like that?
Beni dinlersen her zaman... karlı çıkarsın. Yaşamın güvence altına alınır.If you're careful enough to listen life does take care.
Bir ajan nasıl işe alınır?How does one recruit an agent?
Evet gençler, söyleyin bakalım abdest nasıl alınır ve her bir namaz kaç rekat kılınır?Well, dear ones, now tell me how you do your ablution and how many sections does each prayer have?
Orada kayda alınıyorum ve iyice dibe batmışım. Artık "bunu satmalıyım" diye düşünüyorum. Buna dahil olmadığım bilinmeli.Here I am doing a videotape and I'm already deep in this so I'm thinking now I gotta sell it to make sure that people know that I wasn't involved.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

aklı sonradan gelmek
do
aksamak
hitch
aksileşmek
do
aktarma yapmak
transfer
alafrangalaşmak
do
alıcı bulmak
find buyers
alıkonulmak
keep down
alındırtmak
find somebody who lets someone resent by somebody else
alıntılamak
do
altınlaşmak
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'do':

None found.
Learning languages?