Bana bir iyilik yap ve ne zaman başlayacağını söyle. Çünkü şaşırmak istemiyor... # Moon River! | Oh, and just do me a favor and tell me when you're about to begin because I don't wanna be surpri... |
Birinin başkasının DNA'sının patentini almasına gelince buna şaşırmak için inatçı, bunak bir ihtiyar olmanıza gerek yok. | The idea of one person getting a patent on somebody else's D.N.A.- Well, you don't have to be a senile old goat... to be befuddled by that. |
Biz şaşırmak istemiyoruz ama. - Şaşırmak istemiyorum, Larry. | Yeah, I don't wanna be surprised, Larry. |
Demek istediğim, ne diye o kadar şaşırmak zorundaydın? | I mean, why do you have to act so surprised? |
Ama, Mustang'ı kullanan şu ufak tefek adamı, kolunun altında bir çerçeveyle bulursak, büyük ihtimalle hırsızı da yakalamış oluruz. Değil mi? - Çok şaşırırım. | But if we find the driver of the Mustang with the painting we'll have our thief no doubt. |
Atosyalılar'ın kayboluşuyla bir ilgileri varsa çok şaşırırım. | I'd be very surprised if they had anything to do with the disappearance of the athosians. |
Başka bir emlakçi henüz teklif almadıysa şaşırırım doğrusu. | I'd be surprised if another agent doesn't already have an offer. |
Bunu yarına bıraksak daha iyi olacak Watson. Sabahleyin Brook Sokağı'ndan yeni bir haber gelmezse buna şaşırırım. | I think we can sleep on this Watson but I should be surprised if we do not hear from Brook Street in the morning. |
Eğer beni kovmazsa şaşırırım. | She'll surprise me if she doesn't kick me out. |
- Görsen şaşırırsın. | - You do not know everything. |
- Sana masasının başında çalışırken kaç tane Amerikalının öldüğünü söylesem şaşırırsın. | I don't have to remind you how many Americans lost their lives... just showing up for work one morning in September, do I? - That's right. - No, I didn't think so. |
90 saniyede yapabileceklerime şaşırırsın. | You'd be surprised what I can do in 90 seconds. |
Ama insanların birkaç yüz dolarla neler yapabileceğine şaşırırsın. | But it's amazing what people will do for a few hundred grand. |
Bazı dostlarının yaptıkları karşısında şaşırırsın. | You'd be surprised what some folks are willing to do. |
"Jennifer Li İntihar Etti." Anıt sayfasına da paylanmamana şaşırdım. | I'm surprised you didn't troll her memorial page. |
"Sevgili Harriet bu aşk dolu birlikteliğimizde kalbim o kadar hızlı atıyor ki, seni uyandırmadığıma şaşırdım. | It says: "My darling Harriet to think that I waited to you to consumate our loving relationship makes my heart beat so loud, I'm surprised I didn't wake you up. |
"Taksi Şoförü"nü kiralamadığınıza şaşırdım. | I'm surprised you didn't rent "Taxi Driver." |
- Altını ıslatmamana şaşırdım. | - Surprised you didn't wet yourself. |
- Benim istediğimden değil ama daha çok " Selam Babs, o kadar yaşlısın ki buraya bir tabutla getirilmediğine şaşırdım." demene alışığım. | "l'm surprised they didn't carry you here in a coffin." |