| "Hepside kur yapmak için." | "He says it all to woo you..." |
| Ama bugün benim işim kur yapmak. | But today my job is to woo. |
| Aslında iznin olursa ona kur yapmak istiyorum. | In fact, with your permission, I'd like to woo her. |
| Bana demişti ki, bugün onun işi sevdiği kızı kur yapmak. | See, he said it am his job to woo his lady by the end of the day |
| Bana kur yapmak istiyorsan, | If you want to woo me, |
| Her neyse, düşündüm de işten çıkınca bir şarap alırım oraya gider ve onunla kur yaparım. | Anyway, I figured after work, I'd go pick up a bottle of wine... ...gooverthere and try to woo her. |
| Ona kur yaparsın. | You woo her. |
| Bu akşam Leydi Hero'nun nedimesi Margaret'e sanki o Hero'ymuş gibi kur yaptım. | I have, tonight, wooed Margaret the Lady Hero's gentlewoman by the name of Hero. |
| Bu gece Leydi Hero'nun nedimesine kur yaptım ve ona Hero adıyla seslendim. | I have to-night wooed Margaret, the Lady Hero's gentlewoman, by the name of Hero. |
| İşte Claudio, senin adına kur yaptım ve Hero'nun gönlünü kazandım. | DON PEDRO: Here, Claudio, I have wooed in thy name. |
| Ona kur yapacağım. | l will woo her. |
| Sizin için bir kerelik kur yapacağım. | For you, just this once, I will woo. |
