| "Şu anda yapacağım şey elimdeki kayıtları size fakslamak olacak." dedi. | He said, "What I'm gonna do right now is fax to you the records that I have." |
| - İlk işim bunu fakslamak olacak. | - I'll fax these down, first thing. |
| Belki de her hasta kaydının her sayfasını fakslamak zorunda kalmayız. | Maybe we wouldn't have to fax over every single page of every patient's records. |
| Buzdolabını açman gerekiyorsa bu formu doldurup bana fakslamak zorundasın. | If you want to open the fridge, you have to fill out this form and fax it to me. |
| Dişçi randevularını takip etmek senin notunu fakslamak ve yaşlı kadınlar için atıştırmalık almak zorundayım. | I have to keep track of your orthodontist appointments and you need your notes faxed and can I please buy your old-lady snacks and, "Frankie, remind me. |
| - ...parmak izini öğleden sonra fakslarım. | I'll fax the prints down to you this afternoon. Thanks Jimmie! |
| - Akşam fakslarım. | I'll fax it this afternoon. |
| - Baste. Benim fakslarım nerede? | Baste, what's up with my fax? |
| - Ofisinize fakslarım. | I'll fax it to your office. |
| - Ona herşeyi fakslarım. | - I fax her everything. |
| Bir kopyayı diğer taraftaki bağlantına fakslarsın. | You fax one copy to your connection on the other side. |
| "Görünüşe göre, fakslar her yere uçuşuyor." | "Apparently, faxes have been humming all over the northeast today." |
| - Size gelen bazı fakslar var, Bay Elliott. | - We've had some faxes for you, Mr. Elliott. |
| -Başka fakslar var. | - (woman) John, here's some more faxes. |
| Bak, bence isimsiz fakslar almak yasaldır, tamam mı? | Look, I think it's legal to receive anonymous faxes, okay? |
| Bu sabahki fakslar.. | The morning faxes. |
| "Ava Watson" diye birinin olmadığını söylediler, ben de fotoğrafını faksladım. | They never had an "Ava Watson," so I faxed them a picture. |
| - İstediğiniz raporu faksladım. | -I faxed the toxicology report you ordered. |
| Az önce emri faksladım. | I just faxed the offer. I have the confirmation in my hand. |
| Ben bunu aynen size faksladım, orada olması lazım, | I have just faxed it to you, so it should be there. |
| Bilgiyi faksladım. | Yeah, I faxed the information. |
| Tamam, harika, sana bir fiyat listesi fakslayacağım. | Okay,great,I will fax you a price list. |
