Yaşamak (to live) conjugation

Turkish
35 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Present tense
yaşarım
I live
yaşarsın
you live
yaşar
he/she/it lives
Future tense
yaşayacağım
I will live
-
-
Past tense
yaşadım
I lived
-
-
Present continuous tense
yaşıyorum
I am living
-
-

Examples of yaşamak

Example in TurkishTranslation in English
! Seninle yaşamak bile mutlu olmama yetiyordu.I would have been satisfied just to have been able to live with you!
" Doya doya bu anımı yaşamak için geldim...""l am going to live every moment..."
" Sizin için yaşamak istiyorum...""We want to live for you."
"...artık ailemle huzur içinde yaşamak istiyorum."...that I want to live in peace with my folks."
"...onu orada bırakan canavar yaptığıyla yaşamak zorunda," dedim.The monster who left her there has to live with himself."
"Ben Yangtze Nehrinin başında yaşarım, Sen ağzında...""I live at the head of the Yangtze River, you live at its mouth"
"Ben gençlikte acı dolu ama olgunluk yıllarında leziz yalnızlıkta yaşarım.""I live in that solitude that is painful in youth, "but delicious in the years of maturity."
"Giderim, her yere giderim, giderim. Rahibin kızı gibi yaşarım." "Gitar çalar, yaşarım."When I get away, I'm going to live there with my parrot, and play the ukulele.
"Korkuyla yaşarım beni yer bitirir akşamları güneşin batmaya başladığını gördüğümde, korkmaya başlarım çünkü gecenin ölüm getireceğini bilirim.""I live in fear. It consumes me. In the early evening, when I see the sun begin to fade, the fear comes.
"Senden gelecek bir tatlı söz ve ben yaşarım."One warm word from you and I live.
"...100 yaşına kadar yaşarsın." diyor."you'll live to be 100."
"Beyaz bir evde yaşarsın, okula atla gidersin... "...kahvaltıda portakalları ağaçtan koparırsın."You'd live in a white house, ride a horse to school and you'd pick oranges off the trees for your breakfast'
"Dinlenirsin, yaşarsın ve tekrar dinlenirsin."You rest and live and rest again.
"Dövüşür ve kaçarsan, tekrar dövüşmek için bir gün daha yaşarsın.""He who fights and runs away, may live to fight another day."
"Sadece bir kere yaşarsın" öldün mü öldün demektir."You only live once" also means when you die, you die!
"Bana inanıyor, ölmüş olmasına rağmen yaşayacak" "kim beni yaşar ve bana inanırsa o kişi asla ölmeyecek.""He that believes in me, though he were dead, yet shall he live "and whoever lives and believes in me shall never die..."
"Bir kişi, iki kişi gibi yaşar"One lives as two
"Birbirine bağlı aileler sonsuza dek yaşar.""The family that sticks together lives forever."
"Doğduğum yerde kimler yaşar"Who lives where I am born?
"Erkek liderliği umutsuzlukla yaşar..."The mass of men lead lives of quiet desperation
"Büyük bir evde yaşayacağım ve bir kızım bir oğlum olacak.""I will live in a big house with a beautiful son and daughter."
#Neden her kalp vuruşum can atıyor... #...senin güçlü arzularına... #...yaşayacağım, sevgilim.Why is every heartbeat yearning? On the strength of your ambitions I will live, my beloved.
#Sana sınırsız güveniyorum# #Senin kanatların altında yaşayacağım#You are boundless faith l will live in your care
- Bazıları bana öyle der, evet... Güneş altında yaşamış bir çok adamdan daha uzun yaşadım. Bugünden sonra da bir çoğundan daha uzun yaşayacağım.Some call me by that name, yes... but I've lived more lives than any man under the sun... and will live many more beyond this day.
- Nerede olursam olayım bir Joseonlu olarak yaşayacağım.- When you come back, I... - Wherever I am... I will live the rest of my days as a subject of Joseon.
"... yaşadım""In the name of love, I lived:"
"Ben Tanrı'nın huzurunda tertemiz bir vicdanla yaşadım.""I have lived in all good conscience before God."
"Hayatımı yaşadım....""I lived my life.."
"Iowa, Güney Dakota, Kansas biraz da Kuzey Dakota'da yaşadım."lived in Iowa, South Dakota, Kansas, North Dakota, for a little bit.
"O kadar uzun zamandır böyle yaşadım ki, Amy.'"I've lived with this so long, Amy.
Artık ben Sachin'in para ödeyen bir arkadaşı olarak yaşıyorum..Till now l was living as a Paying guest with Sachin..
Ben de onuncu defadır gelmediğin için Manny'nin kapı önünde ağladığı dünde yaşıyorum mesela.Well, I was living in the yesterday When manny am crying outside that door 'cause you didn't show up for the tenth time.
Cate. Fresno'da yaşıyorum, ...anneme göz kulak oluyorum, kim daha kötü olabilir ki?Oh, Cate, I was living in Fresno taking care of my mom,
Orada yaşıyorum.I was living there.
Önceden metro da yaşıyorum, ama şimdi bak...Before you, I was living on a subway, and now look.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

boşamak
divorce
okşamak
caress
yamamak
patch
yasamak
live
yıramak
do

Similar but longer

yanşamak
do
yaşanmak
live
yaşarmak
live
yaşatmak
cherish

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'live':

None found.
Learning languages?