"Bayan" diye hitap edilmektekten sakınmak için yürüyüşe çıktığım zaman, seksi bir pantolon ve topuklu giyeceğim. | I'll wear hot pants and platforms when I'm on a walker if only to avoid being called "ma'am." |
"Diyelim ki, herhangi bir İmparatorluk kargaşasından sakınmak istiyoruz." | Let's just say we'd like to avoid any imperial entanglements. |
"günaha karşı bir çare olarak ve zinadan sakınmak için buyurulmuştur." | "...it am ordained for a remedy against sin, and to avoid fornication." |
- Evet, ederim. - Acıdan sakınmak için her şeyi itiraf ederim. | I would confess to anything to avoid pain. |
Acıdan mutlaka sakınmak istiyoruz, değil mi? | We just wanna avoid pain, right? |
Genelde klişelerden sakınırım ama misafirlerimiz var. | I usually like to try to avoid clichés, but we've got some company. |
Şahsen o kişinin olmasından sakınırım. | I had hoped to avoid involving the man. |
Ondan birkaç şey öğrenebilirsin ve bir çok kişiyi hapsetmiş ahlâki tuzaktan sakınırsın. | Maybe you can learn a thing or two, and avoid the moral pitfalls that have trapped so many others. |
Madam birçok kişi ile tanışır ama deli olanlarından sakınır. | Madame meets many people, but she usually avoids the mad ones. |
O yüzden bu sefer saldırıdan sakınacağım. | Of course it does! That's why I will avoid the mugging this time. |